Bu serinin altıncı ve son yazısıyla toplamda on kahve yazısı yazmış oluyorum. Eğer tarifler ve izlenimler hakkında da yazacak olsam bu sayı mutlaka çok artardı. Kahve içmek çok güzel olsa da ayarı kaçırmamaya çalışın. Özellikle soğuk kahvelerin içimi daha kolay olduğundan litrelerce içilebilir gibi geliyor insana ama onun da içinde kafein var unutmayın. Kafeinsiz kahve diye de bir şey var ama neden bilmiyorum ben pek alışamadım onlara. Uykunuzu kaçıracağı gibi uyku kalitenizi de etkileyecektir geç saatlerde içeceğiniz kahveler. Yatmadan önce bir kahve içeyim diyen bir arkadaşım da vardı ama hepimiz öyle insanlar değiliz, kendinizi zorlamayın. Bana itimat etmeyenler için Matthew Walker'ın yazdığı Niçin Uyuruz? [1] isimli kitabı önermek isterim. Kahveyi çok içmeyin, gece hiç içmeyin!
Daha önce hazırlamadığınız yöntemleri kullanmaya başlayınca herbiri için yeni bardaklar almak isteyeceksiniz. Aslında birkaç bardakla neredeyse bütün kahveleri içebilirsiniz ama göreceksiniz harika bardaklar var. Bardağın tabanının yayvan, ağız kısmının dar olması veya tam tersi durumlarda aldığınız tat da farklı olacak. Böyle çok pahalı bardaklar için biraz sabredebilseniz çok güzel olur. Evi saçma sapan bardaklarla doldurmak gerçekten işten değil. Kullanmadığınız Moka Pot'u arkadaşınıza vermek gibi kolay da olmaz bu bardakları elden çıkartmak. Her şeyde olduğu gibi bu konuda da kendinize hakim olmanın çok faydası olacaktır.
Bu kadar kahveden bahsetmişken son olarak çayın değişik demleme yöntemlerine ve bunlar için kullanılan ekipmanlara da bir şans verin bence. Dünyanın geri kalanı çayı bizden çok farklı demliyor. Basit demlikleri var, pahalı da değiller. Bir defa bu dünyaya adım atınca göreceksiniz nasıl çeşitli çayların olduğunu. İlk başlarda çocukluğunuzdan beri içtiğiniz çaylardan çok farklı gelecek ama hızlıca alışırsınız. Hem çayın da karşınızdakini etkilemekte kullanabileceğiniz ritüelleri var, havalı bir şey yani.
[1] https://www.goodreads.com/book/show/44772002-ni-in-uyuruz
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder