6 ayda 6 kere tüfekle ateş ettim. Askerlikle ilgili tek yaptığım bu oldu, ki bu da memleket savunmasında (olur da gerekirse) nasıl bir fayda sağlar bilemiyorum. Bütün ömrünü matematik, fizik ve bilgisayarla geçirmiş biri olduğumdan o yaşta benden başka türlü faydalanılsa elbette daha iyi olurdu. Aslında üniversitede çalıştığımdan askere gitmeden de bir faydam dokunuluyordu memlekete. Askerde hiç bir uzmanlığımdan faydalanılmadı, evrak işleriyle uğraştım durdum.
Velhasıl; ben askere gitmesem orduda hiç bir iş aksamazdı. Benim akranım olan kısa dönemlerin hiç biri olmasa bulunduğumuz alayda hiç bir şey eksik kalmazdı. Hatta o alay olmasa ne İstanbulda bir şey eksilirdi, ne de silahlı kuvvetlerde. Biz işe yaramadık ama askerlik de bizim işimize yaramadı. Askerlik, ordu denildiğinde zihinlerde beliren vatan savunması kavramını çağrıştıran hiç bir yetenek veya bilgi kazanmadık.
Bütün askerliğim boyunca çok az para harcadım. Bulunduğum alayda parayla alabileceğim çok az şey satılıyordu. Yemeklerimiz başka bir seçenek aratmayacak kadar iyiydi, kantinde de meyveli soda vardı, o da pek ucuzdu. Kılık kıyafete, kalacak yere, yemeğe para vermeyince oldukça küçük bir bütçeyle askerliği tamamladım. Ama bana ücretsiz ulaşan bu hizmetlerin karşılığını hepimiz vergilerimizle ödedik elbette.
Burada açıkça şunları kabul edelim:
- 30 yaşını geçmiş birinden askeri veya sportif herhangi birşeyi yapmayı öğrenmesini beklemek mantıklı değil. Aslında yaşı ne olursa olsun mesleği askerlik olmayan birinden bir yıllığına asker olmasını beklemek mantıklı değil.
- Askeri anlamda işe yaramayacak birinin askere gitmemesi bile kendi başına ekonomik olarak kazanç demektir.
- Askeri olarak işe yaramaz insanların bunca zaman oyalanması için subayların, astsubayların, uzman askerlerin kendi işlerini yapmak yerine bu iş için uğraşmaları kaynak israfıdır.
- Uzunca bir dönemlerini askerde geçirecek insanların halen yaptıkları işlerden alıkonulmaları hem onlar için hem de ülke için bir kayıptır.
- Bir gence 20 yaşına kadar okuma yazma ve diğer temel bilgiler verilmemişse bunları vermenin en verimsiz yolu onu askere almaktır. Eğitim bütçesinden yapılması gereken ve böyle kesinlikle daha iyi yapılabilecek işleri savunma bütçesinden karşılamaya çalışmak doğru bir yöntem değildir.
Mevcut durumda bir erkeğin 30 yaşına kadar askere gitmemesinin (eğer yurt dışında değilse) yasal tek yolu üniversite eğitimi almasıdır. Normalde 18 yaşında başlanan üniversite eğitiminde bu yaş doktora eğitimine karşılık gelir. Son bedelli askerlik yasasından 30 yaş ve üzeri ve askere gitmemiş 100000 kişinin yararlanabileceği söyleniyordu. Bu yüzbin kişinin hepsinin doktora öğrencisi olma ihtimali olmadığına göre bu sayının çok büyük bölümü asker kaçağı durumunda olmalıdır.
Bir avrupa ülkesinin toplam askeri kadar insanın asker kaçağı olarak yaşadığı bir ülkenin çok ciddi problemleri var demektir.
Sözün özü: profesyonel ordu ülkemiz için hem daha ekonomik hem de daha verimli olacaktır.