Londra olimpiyatlarından sonra Türkiye atletizminin dünyanın neresinde olduğuna bakan iki yazı yazmıştım [1], [2]. 24 farklı dalda yarışan erkeklerde dünyanın neresindeyiz sorusuna tekrar bakalım:
100 m: Türkiye rekoru aradan geçen dört yılda 10.37'den 9.92'ye gerilemiş durumda. Rekorun sahibi Jak Ali Harvey. Kendisi bu olimpiyatta da yarı finalde koşma başarısı gösterdi ve 10.03 ile final şansı bulamadı. Dünya rekoru ise bu yıl da altın madalya alan Usain Bolt'a ait: 9.58. Jak Ali Harvey en iyi derecesini finalde koşabilse dördüncü olabilirdi ki bu muazzam bir başarı olurdu.
200 m: Bu mesafede de Türkiye rekoru oldukça iyileştirilerek 20.86'dan 19.88'e çekilmiş. Rekorun sahibi Ramil Guliyev bu olimpiyatta çok büyük bir başarı göstererek finalde koştu ve 20.49'luk bir derece yaptı. Kendisine ait rekoru tekrarlayabilse 19.19'luk muazzam dereceye sahip dünya rekortmeni ve üçüncü defa bu mesafede altın madalya kazanan Usain Bolt'un ardından gümüş madalyayı alabilirdi.
400 m: Sporcumuzun yarışmadığı bu mesafede Türkiye rekoru aradan geçen dört yılda 46.18'den 45.51'e çekilmiş durumda. Olimpiyat finalinde hiçbir sporcu 45 saniyenin üzerinde koşmadı ve Michael Johnson'ın 1999'dan kalan ve kırılması beklenmeyen 43.18'lik rekoru Güney Afrikalı Wayde van Niekerk tarafından 43.03 gibi müthiş bir dereceye taşındı. Bu mesafe için bir baraj gibi düşünülen 43 saniyenin de altına inebilecek bir performansa sahip atlet erkekler atletizm yarışlarında kırılan tek dünya rekorunun sahibi oldu.
800 m: Yine sporcularımızın olimpiyata katılamadığı bir mesafe olan 800 metrede de Türkiye rekoru 1:46.92'den 1:44.00'a geriletilmiş. 1:40.91 ile dünya rekorunu elinde tutan ve geçen olimpiyatın şampiyonu David Rudisha bu yarışı da 1:42.15 ile kazandı. Türkiye rekortmeni İlham Tanui Özbilen burada yarışabilse ve en iyi derecesini tekrarlayabilse altıncı olabilirdi.
1500 m: Bu mesafedeki en iyi sporcumuz olan İlham Tanui Özbilen 800m gibi 1500'de de Türkiye rekorunun sahibi. Geçen olimpiyatta finalde koşan İlham dört yıl içinde hem kendi derecesini, hem de Türkiye rekorunu 3:33.32'den 3:31.30'a getirmiş olsa da bu yıl olimpiyat elemelerinde kendi performansının çok uzağında koşarak 3:49.02 yapabildi ve elendi. Final ise ilginç bir şekilde bütün elemelerden ve yarı finallerden aşırı yavaş koşuldu ve Amerikalı Matthew Centrowitz, Jr. 3:50.00 ile olimpiyat altın madalyasını kazandı. Bu alanda dünya rekoru unutulmaz Faslı atlet Hicham El Guerrouj'a ait çok uzaklarda bir derece: 3:26.00.
5000 m: Türkiye rekortmeni Ali Kaya olimpiyatta ilk turda en iyi derecesi olan 13:00.31'in çok uzağında 14:05.34 koşabildi ve elendi. Altın madalya kazanan İngiliz atlet Mo Farah 13:03.30 bir derece ile kazandığından Ali Kaya'nın Türkiye derecesi aslında oldukça iyi denebilir. Dünya rekoru ise 5000 ve 10000 metrenin müthiş atleti Kenenisa Bekele'ye ait 12:37.35.
10000 m: Bu mesafede nadiren olan bir şekilde iki atletimiz birden koştu. Türkiye rekorunu dört yıllık sürede 27:29.33'ten 27:24.09'a getiren Ali Kaya yarışı tamamlayamadı, diğer atletimiz Polat Kemboi Arıkan ise 27:35.50 ile 13. oldu. Dünya rekoru 26:17.53 ile 5000'de olduğu gibi Kenenisa Bekele'ye ait. Altın madalyayı geçen yıl 5000 ve 10000'i kazanan Mo Farah 27:05.17 ile aldı ve büyük bir başarıya imza atmış oldu.
110 m engelli: Başarılı olmadığımız alanlardan biri olan 110 metre engellide 2011'de Çağlar Kahramanoğlu'nun koştuğu 14.03'ün altına inebilmiş değiliz. Dünya rekoru 12.80 ile Amerikalı atlet Aries Merritt'e ait. Altın madalyayı daha önce 13 saniyenin altında koşmuş olan Jamaikalı Omar McLeod 13.05 ile kazandı.
400 m engelli: Bu mesafede Türkiye rekoru Küba doğumlu Yasmani Copello Escobar'ın ülkemiz adına koşmaya başlamasıyla 50.13'den 48.46'ya çekildi. Dünya rekoru bu mesafeyi 47 saniyenin altında koşabilen tek atlet olan Amerikalı Kevin Young'ın 1992'de koştuğu: 46.78. 400 metre engellide yapılmış en iyi atı dereceyi yapan atletlerin 2000 yılından önce koşmuş olması ilgi çekici bir konu bence. Altın madalya 47.73 ile Amerikalı atlet Kerron Clement'in oldu. Final koşusu büyük bir rekabet içeren yarışta Yasmani Copello Escobar Türkiye rekoru kırarak 47.92 koştu ve bronz madalyayı aldı. Yarışı tamamlayan 7 atletten dördü ülke rekoru kırarken, biri kendi en iyi derecesini, diğeri de bu sezon koştuğu en hızlı dereceyi yaptı.
3000 m engelli: Türkiye rekorunun 8:17.85 ile sahibi olan Tarık Langat Akdağ'ın tamamlayamadığı yarışta, Halil Akkaş 8:33.12 ve Aras Kaya 8:32:35 koştular ve finale kalamadılar. Dünya rekorunu 2004 yılında Katarlı Saif Saaeed Shaheen 7:53.63 ile kırmıştı. Altın madalyayı Kenyalı Conseslus Kipruto 8:03.28 ile kazandı.
4x100 m: Geçen olimpiyatta 39.81 olan Türkiye rekoru bu olimpiyata gelirken 38.31'e kadar iyileştirilmişti. Elemelerde bunu 38.30'a çeken milli takımımız 4. oldu ve finale kalamadı. 36.84 ile dünya rekorunu elinde bulunduran ve harika sporculardan kurulu olan Jamaika takımı burada da 37.27 koştu ve altın madalyayı aldı. Amerika izleyenleri şaşırtmadı ve bayrak değişimi sırasında hata yaptı.
4x400 m: Türkiye rekoru 3:03.92'den 3:02.22'ye getirilmiş olsa da takım olarak bu olimpiyatta koşmadık. Dünya rekoru 1952'de bir defa Jamaika'nın eline geçmiş olsa da 100 yılı aşkın süredir Amerika takımına ait oluyor. Son rekoru 1993'de 2:54.29 gibi tekrarlanması çok zor bir derece ile kıran Amerika takımı burada da beklendiği gibi çok iyi koştu ve 2:57.30 ile altın madalyayı kazandı.
Maraton: Türkiyenin en uzun zamandır kırılamayan atletizm rekoru Mehmet Terzi'nin 1987'deki 2:10:25'lik derecesi. Maraton çoğu uzun mesafe yarışında olduğu gibi Kenya ve Ethopyalıların üstünlüğünde geçiyor. Tarihte koşulmuş en iyi 10 derecenin yedisini Kenyalı, kalan üçünü ise Ethopyalı atletler koşmuşlar. En iyi derece ise 2 saat barajına çok yaklaşan Dennis Kimetto'nun 2:02:57'si. Olimpiyat altın madalyasını tarihin en hızlı ikinci maraton koşucusu olan Eliud Kipchoge 2:08:44 ile kazandı. Atletlerimiz Kaan Kigen Özbilen 140 atletin tamamlayabildiği yarışta 2:14:11 ile 17., Ercan Muslu 2:18:40 ile 51., Bekir Karayel ise 2:31:27 ile 126. olabildiler.
20 km yürüyüş: Türkiye rekoru Ersin Tacir tarafından 1:22:31'den 1:22:19'a ancak getirilebilirken dünya rekoru Japon Yusuke Suzuki tarafından 1:17:16'dan 1:16:36'ya taşınmış durumda. Rekortmen yürüyüşcümüz Ersin Tacir kendi en iyi derecesine yakın bir şekilde 1:22:53 ile 30. olurken altın madalyayı geçen olimpiyatın bronz madalyalı atleti Çinli Wang Zhen 1:19:14 ile kazandı.
50 km yürüyüş: En uzun mesafeli atletizm yarışması olan bu dalda Türkiye rekoru Özgür Ozan Pamuk tarafından 4:44:46 ile yürünmüş. Bu olimpiyatta yarışan sporcumuz olmadı maalesef. Dünya rekorunu 3:32:33 ile elinde bulunduran Fransız Yohann Diniz bu yarışta 8. olabilirken altın madalya 3:40:58 ile geçen yılın dünya şampiyonu Fransız Matej Tóth'un oldu.
Uzun atlama: Türkiye rekoru 2000'de 8.08 atlayan Mesut Yavaş'a ait. Dünya rekoru ise 8.95 metre ile 1999 yılından beri geçilemeyen Amerikalı Mike Powell'a ait. Yarışan sporcumuz olmayan olimpiyat finalinde hiç hatalı atlayış yapmayan Amerikalı Jeff Henderson son atlayışında Güney Afrikalı rakibini 1 cm ile geçerek 8.38m atladı ve altın madalyayı kazandı.
Üç adım atlama: Türkiye rekoru bu yıl Şeref Osmanoğlu tarafından 16.67m'den 16.85m'ye ilerletilmişken dünya rekoru 1995'den bu yana geçilemeyen İngiliz Jonathan Edwards'ın 18.29m'lik derecesi. Olimpiyatta ilk iki sırayı Amerikalı atletler alırken altın madalyayı geçen olimpiyatın şampiyonu Christian Taylor 17.86m'lik derecesiyle aldı. Üç adım atlama tarihinde 18 metreyi geçen sadece üç atlet olduğunu ve bunlardan ikisinin bu derecelerini 2015'de yaptıklarını da not düşmek dünya rekorunun ne kadar uzakta olduğunu anlamaya yardımcı olacaktır.
Yüksek atlama: 2002'de Metin Durmuşoğlu'nun atladığı 2.26m hala Türkiye rekoru olarak dururken dünya rekoru da bu dalın gelmiş geçmiş en iyi sporcusu olan Kübalı Javier Sotomayor'ın 2.45m'lik derecesi. Javier Sotomayor hakkında ayrıca bir yazı planladığım için burada hakkında uzunca yazmayacağım. Olimpiyat altın madalyasını 2.38'lik atlayışı ile Londra olimpiyatın üçüncüsü olan Kanadalı Derek Drouin kazandı. Son olarak yüksek atlama Türkiye rekorunun 1962 dünya rekoru seviyesinde olduğunu not düşmek isterim.
Sırıkla yüksek atlama: Bu alan da oldukça başarısız olduğumuz alanlardan biri maalesef. 2000 yılında Ruhan Işım'ın atladığı 5.70m'lik derecenin üzerine çıkılabilmiş değil. Sırıkla yüksek atlamanın efsane ismi Sergey Bubka 17 dünya rekoru kırmış ve çıtayı 6.14m'ye çıkartıp emekli olmuştu. Onun bu kırılamaz gibi görünen derecesi 2014'te Fransız Renaud Lavillenie tarafından 6.16m'ye yükseltildi. Geçen olimpiyatın şampiyonu Renaud Lavillenie bu sefer 5.98m atlayıp ikinci olabilirken, 22 yaşındaki Brezilyalı Thiago Braz da Silva olimpiyat tarihinde ilk kez 6 metrenin üzerinde bir atlayış yaparak 6.03m ile altın madalyayı kazandı.
Gülle atma: Hüseyin Atıcı'nın 20.42m'lik derecesi bu alandaki Türkiye rekorumuz. Dünya rekortmeni ise 23.12m'lik derecesiyle Amerikalı süper atlet Randy Barnes. 23 metre barajı sadece iki atlet tarafından geçilebilmiş ve Barnes'ın rekoru 1990 tarihli. Bu yıl 22.52m atan 23 yaşındaki genç Amerikalı Ryan Crouser altın madalyayı aldı. Hiç faullü atış yapmayan Crouser'ın yaptığı altı atıştan dördü ikinciden daha iyiydi.
Disk atma: Türkiye rekoru Londra olimpiyatlarına da katılan Ercüment Olgundeniz'e ait: 67.50m. Dünya rekoru ise çok çok eskilerden; 1988 yılından beri kırılamıyor. Doğu Almanya'lı Jürgen Schult'un 74.08m'lik rekoru yakın gelecekte de kırılabilecekmiş gibi durmuyor. Bu olimpiyatın altın madalyası son hakkında 68.37m atan Alman atlet Christoph Harting'in oldu.
Cirit atma: Türkiye rekoru geçen olimpiyattan bu yana geliştirilemediğinden hala Fatih Avan'ın 85.60m'si. Elbette 1996 tarihli Jan Železný'nin 98.48m'si de geçilebilmiş değil. Hatta 90 metrenin üzerine çıkıldığında bile önemli bir haber oluyor. Bu yıl altın madalya Alman atlet Thomas Röhler tarafından 90.30m ile kazanılırken Londra olimpiyatlarında birinci olan Trinidatlı Keshorn Walcott üçüncü olabildi.
Çekiç atma: Atina olimpiyatlarında 81.45m atan ve bronz madalyayı kazanan Eşref Apak'ın derecesi geçilemediğinden hala Türkiye rekoru. Eşref bu yıl da olimpiyatlara katıldı ve kendi en iyi derecesinden çok uzak olan 70.08m ile ancak 24. olabildi. Dünya rekoru ise 1986 yılından ve Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği sporcusu Yuriy Sedykh'e ait; 86.74m. Yuriy Sedykh bu branşın efsanevi atleti; iki olimpiyat altını bir de gümüş madalyası kazanan sporcunun derecesi aradan geçen 30 yılda geçilemedi. Rio'da 80 metreyi geçebilen kimse olmadı ve Tacik sporcu Dilshod Nazarov 78.68m ile altın madalyayı kazandı. Eşref Apak bu branşta yetiştirdiğimiz en büyük değerken maalesef potansiyelini gerçekleştiremeden spor yaşamını sonlandıracak gibi görünüyor.
Dekatlon: Erkeklerin yarıştığı en zorlu branş olan ve 10 ayrı atletizm branşında yarışma gerektiren dekatlon ülkemizde çok az bilinip ve yapıldığından 1996 tarihli Alper Kasapoğlu'nun 7757 puanlık rekoru aradan geçen 20 yılda kırılamamış durumda. 9045 puanla dünya rekorunu elinde tutan Amerikalı Ashton Eaton Londra'dan sonra Rio olimpiyatlarında da 8893 puanla olimpiyat rekorunu tekrarlayarak altın madalyayı aldı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder