8 Kasım 2025 Cumartesi

yapay zeka ve müzik

Çok uzun yıllardır müziği ciddiye alarak dinliyorum. Evde kitap okumuyor veya film izlemiyorsam mutlaka müzik açıktır ama kast ettiğim dinleme başka bir şey yapmadan sadece şarkıya odaklanıp onu anlamaya çalışmak süreci benim için. Çalan bütün enstrümanları ayrı ayrı duymaya ve şarkıyı da bir bütün olarak dinlemeye çalışmak (aktif dinlemek) çok zaman ve çaba isteyen bir iş, en azından benim için. Ankara'da Uğur'la yaptığımız gibi [ne Uğur'muş arkadaş] bir albümü baştan sona neredeyse hiçbir şeyle uğraşmadan bu şekilde dinlemeye kalkınca ne kadar çok zaman ayırsanız da çok fazla grup bilmeye vakti olmuyor insanın. Tabi bir de hayatın geri kalanı var. Derrida'ya ev dolusu kütüphanesi için bunların hepsini okudunuz mu diye sorulduğunda "üç ya da dört tanesini okudum. ama o dördünü çok iyi okudum" demesi gibi ben de az grup biliyorum ama bildiklerimi yapabildiğim kadar iyi anladığımı düşünüyorum. Keşke bir enstrüman çalmayı öğrenmiş olsaydım, eminim ufkumu çok açardı ama başka hayata artık.

Bir müzisyeni, besteciyi veya grubu hayatıma almak çok fazla mesai gerektirdiğinden genellikle yeni grupları hiç bilmiyorum (yeni dediğim bir grup 20. yılını kutluyordu). Bazı müzik türlerini de neredeyse hiç bilmiyorum. Uçan Hollandalı'yı AKM'de izledikten sonra Wagner'i biraz öğreneyim diyerek hakkında yazılmış ve Türkçeye çevrilmiş her şeyi alıp okumuştum. Tabi kendi yazdığı Geleceğin Sanat Eseri'ni ve bütün librettoları da. Nibelung Yüzüğü serisinin 15-16 saat süren temsillerini YouTube'dan izleyip hakkında belki birkaç cümle konuşmuşumdur birisiyle, o kadar. Böyle bakınca aylar süren bu kadar emek neye yarıyor bilemiyorum doğrusu. İnsan ne izledikleri, ne okudukları, ne de dinlediklerinden ibaret değil ben de biliyorum ama bunlardan hiç mi iz kalmıyor? Umarım kalıyordur [kocaman rahatsız edici bir sessizlik olmayacak, telaşlanma. sanki konuşamadığın bir zaman mı oldu bugüne kadar?].

Müziği eğer canlı ve akustik dinlemiyorsak çalındığı halini duymadığımız bir gerçek. Aslında aynı salonda farklı bölgelerde oturanlar bile aynı şeyi duymuyor. Söz konusu bir kayıt olunca araya giren ses mühendisleri ve prodüktörler bazen müzisyenleri bile şaşırtan değişiklikler yapıyorlar. Ben hiç dinlemesem bile elektronik müzik diye geniş bir dinleyici kitlesi olan bir tür bile var. Elektro gitarlardaki pedalları çoktan hepimiz kabul etmiş durumdayız ve böyle müzik mi olur demiyoruz.

İnsanlığın geliştirdiği en çok kaynak tüketen araç olan yapay zeka bir zamandır müzik alanına da el atmış durumda. Biz bir derde deva olacak diye beklerken zaten yeterince iyi yapabildiğimiz alanlarda kullanıyoruz yapay zekayı. İklim değişikliği konusu artık kapıdan içeri girmişken komikli vidyolara bu kadar elektrik harcamayı sürdüremeyeceğiz bence. Harcanan bu korkunç derecede enerjiyi görmezden gelirsek (nasıl olacaksa artık) çok güzel işler çıkartılıyor yapay zeka kullanarak. Kendi özgür irademle hiç Zeki Müren dinlememişken aşağıdaki cover'ı çok beğendim örneğin. Bu tarzdaki bir parçada mutlaka olması gereken bas gitar da eklense gümbür gümbür bir şarkı olabilirmiş ama bu hali bile yeterince güzel. Vokaller dahil parçanın tamamı yapay zekayla hazırlanmış diye not düşeyim de öyle dinleyin.

Dinlediğimiz şarkılardaki at seslerine, tren seslerine nasıl tepki göstermiyorsak yapay zekayla oluşturulan parçalara da mesafeli olmayalım derim ben. Arada teknik olarak pek bir fark yok. Sanatta yazılımların kullanılmasına hepten karşı değilseniz (sinema izliyorsanız örneğin) yapay zekalı eserlere de bir şans verin.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

yapay zeka ve müzik

Çok uzun yıllardır müziği ciddiye alarak dinliyorum. Evde kitap okumuyor veya film izlemiyorsam mutlaka müzik açıktır ama kast ettiğim dinle...