26 Mayıs 2006 Cuma

bir dönem daha bitti

Dersler bitti, finaller kaldı. Rahatsızlıklarla geçen bir dönem oldu benim için. Emekliye mi ayrılsam diye düşünüyorum.

Dönemin bitişi benim için üç yıl dönümüne de rastlıyor. Sigarayı bırakalı üç, askerden döneli iki ve gezegende yeralalı bir yıl oldu. Bu yıl staj için dört yeni öğrencimiz gelecek bilgi işleme. Bir de Pınar var, belki İşbaran. Oğuz boğa güreşi seyretmeye İspanya'ya gidecek. Çalışkan gençlerle çalışacağız yine. Yorucu olacak, bakalım dayanabilecek miyiz :)

Ferahlatıcı komutlar serisi - III

Devrim'in ferahlatıcı komutlarına ben de bir tane ekledim. Aşağıdaki komutu root haklarıyla kullanıcının ev dizininde çalıştırmanız içinizin çekilmesine yol açabilir. Düştüğünüzde tutacak biri olmadan denemeyin.

rsync -az --delete rsync.belgeler.org::belgeler/  .

Neden root haklarıyla, neden ev dizininde, neden ben...

22 Mayıs 2006 Pazartesi

18 Mayıs 2006 Perşembe

şenliğin ardından

Şenlikten aklımda kalanlar:

  • Bundan önceki şenliklere ziyaretçi olarak katılmıştım. Bu şenlikte ise ev sahiplerinden biriydim. Harikaydı.
  • Onlarca penguenle tanıştım. Büyük kısmını daha önce görmüş ya da seminerini dinlemiştim, bir kısmını da sanal alemlerden :) tanıyordum. En sıcak karşılandığım ortamdı diyebilirim.
  • seminer-cg'den görmediğim kimse kalmadı. Barış'ın hiç resmini görmemiş olmama rağmen sanki uzun süredir tanışıyormuşuz gibiydi. Çok kısa bir süre görüşebildik :(
  • Sanırım bütün pardus ekibiyle tanıştım. Çok yakın davrandılar.
  • meren yoktu...
  • COMU'dan mezun arkadaşlarla/öğrencilerimle karşılaştım. Necati'yi son iki gün gördüm. Serdar Yüksel üçüncü gün geldi, çok özlemiştim onu, görmek iyi geldi. Neredeyse hiç değişmemiş.
  • Çanakkaleden getirdiğim kalabalık gruptan şehir dışına kaçan bir iki kişi olduğunu görmek beni çok üzdü. Şenliğe gelmek için istekli o kadar insan arasından getirdiğim öğrencilerin böyle davranmalarına hem üzüldüm hem sinirlendim. Geri kalanlar ise dört günde yirmi kadar seminer/panel dinleyerek perişan oldular ;)
  • Pınar'ın "Kadınlar ve Linux" semineri oldukça olaylı geçti. Akgül hoca'nın yerinden kalkıp duruma el koyduğunu söylesem ne kadar hararetli bir seminer olduğu hakkında bir fikriniz olur sanırım. Pınar tepkiler almaya hazırlıklıydı ama bu kadarını hiç birimiz beklemiyorduk. Karşı çıkışlara baksanız kız çocuklarını okula göndermek için kampanyalar düzenlemek zorunda kalan bir ülkede yaşadığımıza inanamazdınız.
  • Bunu ayrı bir madde olarak yazmam lazım: "Kadınlar ve Linux" semineri sırasında bir genç kız "kadınlardaki özgüven eksikliği genetiktir" dedi. Hatta bunu söylemek için "hocamdan izin alarak konuşmak istiyorum" dedi. Tahmin edeceğiniz gibi hocası erkekti! "Olur mu öyle şey" diyenlere sanki iddianın kendisi bilimselmiş gibi "bilimsel dayanağınız var mı" diye soruldu. Güldüm...
  • Oğuz'un Linux-do semineri şenlik tarihine geçecek bir seminer oldu. Semineri (benim tavsiyemle) aikido kıyafetiyle anlattı. Güzel bir seminer oldu. Katılımcılardan birinin yıllardır aikido yapıyor olması seminere ayrıca bir renk kattı.
  • Oğuz'da Pınar'da teknik konularda da seminerler verebilecek olmalarına rağmen şenlikte şenlikli sunumlar yaptılar. Arada sırada (tamam, belki daha sık) kendilerine kızsam da seminerlerini dinlerken sanki kendi çocuklarımın başarısını görüyormuşum gibi mutlu oldum. Bir yıl içindeki hızlı yükselişlerinde biraz olsun payım olduğunu bilmek beni gururlandıyor.
  • 6. Şenliğe konuşmacı olarak daha kalabalık bir grupla geleceğimizi tahmin ediyorum. Bu yıl dinleyici olanların bazıları seneye sahneye çıkacaklar.
  • "Kerberos Kimlik Denetimi Altyapısı" konulu bir seminer verdim. Katılım yüksek değildi ama sayı nedir ki? Ben dinleyicilerden memnun kaldım umarım onlar da seminerden memnun olmuşlardır.
  • Üçüncü gün yapılan genel kurula çok az kişi katıldı. O kadar ki, görevi devredecek olan yk ve dk bile tam kadro orada değildi. Deniz Öğüt sağolsun beni yk için aday göstermeyi önerdi (orada olmayanlar için yazayım; neredeyse hemen herkes adaylık için önerildi). Ben hiç hazırlığım olmadan aday olmayı uygun görmedim (yine yazayım; adaylığı önerilenlerin çoğu kabul etmedi). Pınar da aday gösterilmek istendi ama yapması gerekeni yaptı, gaza gelmedi ve aday olmadı.
  • Oy sayımları sırasında Gökmen'in "Koray Löker" deyişi hepimizi çok eğlendirdi. Löker az daha yk'ya seçilecekti. Ben ona oy vermiştim :)
  • Akgül hoca yeniden başkan seçildi.
  • Ben de denetleme kuruluna aday oldum ve seçildim. Deniz Öğüt ve Server Acim ile birlikte yk'yı denetleyeceğiz. Deniz Öğüt'le birlikte dernekler kanundaki görevlerimize baktık ve birkaç ayda bir yk'yı denetlemek üzere bir araya gelmeye karar verdik. Kork bizden yk :)
  • Dinlemek istediğim seminerlerin önemli bir kısmında başka bir salonda olmam gerektiğinden dinleyemedim. Bazılarına da (utanarak söylüyorum) girmeyi unuttum :(
  • Her gün uptown'da Erdinç'le patates kızartması yedik :) Bardakların buzlu olması harikaydı.
  • Şenlik alanında kablosuz bağlantı (Tonguç Yumruk'un yazdığı gibi biraz memur zihniyetli de olsa) olması iyi miydi bilemiyorum. Çünkü seminerlerde bir kısım dinleyiciler bir yandan konuşmacıyı dinleyip bir yandan da sörf yapıyordu. Konuşmacının dikkati kolaylıkla dağılabilirdi aslında. Beni de bir panel sırasında telefonla arayıp sunuculardan birindeki bir problemi çözmem istendi. Panelden çıkmadan ssh ile bağlanarak sorunu çözebildim. Hatta en son nokta olarak bir panelde konuşmacılardan birinin bilgisayarını konuşmalar boyunca kullandığını gördüğümü ve şaşırdığımı yazayım.
  • Kapanış töreninde seminer-cg başkanı olarak (heyt be) gezici seminerlere konuşmacı olarak gidenlere üzerinde isimleri yazılı birer lazer pointer verdim. Sahneye ödül vermek için çıkmak, geçen yıl hayal edemeyeceğim bir şeydi ama oldu. Enver Altın şenliğe gelmediği için onun hediyesini Devrim Gündüz aldı. Bora Güngören kim bilir kaçıncıya çıktı sahneye. Pınar o kadar heyecanlıydı ki elimi bile sıkmadı ;-) Oğuz da hediyesini aldıktan sonra bana pointer verme görevi Erdinç'e düştü. ab2006 Denizli'den başlayan bir konuşma yaptı. Ben eğlendim.
  • Yılın penguenleri ödülleri ise benim için unutulmaz oldu. Barış Metin'den "Yılın En Çalışkan Pengueni" ödülünü, Bilgi Üniversitesinden bir hocadan (adını hatırlayamıyorum) "En İyi Kurumsal Kullanıcı" ödülünü aldım. "Yılın En iyi Yerelleştiricisi" ödülünü ise Pınar Yanardağ aldı. Pardus ekibi de "En İyi Özgür Yazılım" ve "En İyi Özgür Yazılım Temelli Uygulama Projesi" ödüllerini aldı.
  • Barış Özyurt herkesin beklediği alternatif ödülleri bu yıl dağıtmadı :( Bence şenliğin en neşeli bölümlerinden biri olan alternatif ödülleri gelecek yıl dağıtması için teşvik edilmeli :)
  • Şenlik bittikten sonra çarşamba günü bir toplantıya katılmam gerektiğinden öğrencilerimle birlikte Çanakkale'ye dönmedim, Ankara'da kaldım. 146 ile bağlanmak istemediğimden ve biraz kafa dinlemeyi hakettiğimi düşündüğümden pazartesi maillerime bakmadım ve 24 saatin internette ne kadar uzun olabileceğini tekrar öğrendim.


  • Bazı kötü şeyler de oldu ama o konularda şimdilik yazmak istemiyorum.

    14 Mayıs 2006 Pazar

    746-59=?

    Dün akşam lkd genel kurulu yapıldı. Sadece 59 kişi katıldı. Ne zaman yapılacağı aylar önceden belli olan, cumartesi akşam üstünde yapılan ve iki yılda bir olan genel kurula sadece 59 kişi katıldı.

    Kim bilir ne mazeretleriniz, ne önemli işleriniz vardı (tamam, New Orleans biraz uzak olabilir). "Evde cenaze vardı" ya da "eşim doğum yapmak üzereydi"'den önemli mazereti olanlar (böyle arkadaşlar geldiler) haricinde genel kurula gelmeyenlerin lkd'yi eleştirmeye haklarının olmadığını düşünüyorum. LKD için yapılabilecek tek şeyin genel kurulda oy kullanmak olmadığını da biliyorum ama 20 kişinin aday gösterilmek zorunda olduğu bir genel kurula sadece 59 kişi katıldı.

    Dün yapılan lkd panellerinde itiraz ettiğim, tartıştığım Erdinç'ten de özür diliyorum. Ona "eleştirmek için daha iyisini yapabiliyor olmak gerekmez" demiştim. Genel olarak fikrimden vazgeçmesem de bu durum için haksız olduğumu anladım.

    Harika insanlarla tanışmaya devam ediyorum...

    13 Mayıs 2006 Cumartesi

    ikinci gün

    Şenlikte ikinci gün biteli çok oldu ama ben ancak yazabiliyorum. Kerberos seminerim fena değildi. Oğuz'un ve Pınar'ın seminerleriyle ilgili daha sonra (eve dönünce) yazacağım. İkinci gün çektiğim fotolar burada.

    Sanal olarak tanıdığım ama hiç görüşmediğim insanlarla tanışmaya devam ediyorum.

    İlk defa bir panel sırasında bir sunucudaki sorunu giderdim. i love ssh.

    12 Mayıs 2006 Cuma

    Ankara'ya kar yağmıyor

    Ankaradaki şenliğe hala gelmemişseniz ve hava nasıl diye merak ediyorsanız (selam Erdinç) Ankaraya kar yağmadığını söyleyeyim :) Birçok harika insanla tanışmak için bulunmaz bir fırsat şenlik. Kaçırmayın bu fırsatı.

    Çokça fotograf gördünüz ama benim ilk gün çektiklerim de burada.

    5 Mayıs 2006 Cuma

    hekır - bölüm 2

    Daha önce hekır olmak isteyen bir arkadaşın iletilerini alıntılamış ve "Bakalım bu hikaye daha da uzayacak mı?" demiştim. Geçen pazar gelen aşağıdaki mektupla yine başladık:

    efendim sizi gene rahatsız ediyorum ama size beni bir daha aranıza almanız 
    için ısrar edicem.size söz veririm beni aranıza alırsanız pişman 
    olmayacaksınız.LÜTFEN.


    Tamam dedim bu sefer; nereye dahil olmak istiyorsanız yazın, sizi aramıza alalım. Bu teklifi kaçırmayacağını tahmin ediyordum öyle de oldu.

    BEN BİR HACKER OLMAK İSTİYORUM SİZ BANA ORETİRSENİZ SEVİNİRİM


    Buradaki belgede her şey ayrıntılı yazıyor, okumadıysanız okuyun, pişman olmazsınız dedim. Bunları okuyunca ben bunları istemiyorum ki filan demesini bekliyordum ama gelen yanıt şöyle oldu:

    ne belgesi anlamadım bana biraz yardımcı ılmanızı istiyicem msn çalma felan 
    çgretirmisiniz.


    Belgeye dikkatini çekebilmek için söyle dedim: "Sizinle yazışmak giderek eğlenceli oluyor. msn çalma filan bütün bu teknikler belgede anlatılıyor, okuyun." Heyhat, belgeyi okutmanın imkanı yokmuş meğer. Son ileti şöyle:

    peki bunları nerden ögrenicem sizin bana ögretmenizi istedigim için 
    soruyorum onun için böyle sık sık istiyorum.peki ben bunları nasıl 
    ögrenicem.


    Son olarak bunları yazan kişinin yazması olduğuna ama okumasının olmadığına karar vermiş bulunuyorum. Bu iletileri gönderen arkadaş (artık ona arkadaşım diyebilirim sanırım :)) adını sanını açıkca yazan biri. Bu hikaye burada bitmeyecek biliyorum ama çok ilginç bir şeyler olmazsa onları yazmayacağım artık.

    Böyle iletilerin gerçek olamayacağını düşünenlere şu adrese bir bakmalarını öneririm. Neler var, neler.

    izlediklerimden öğrendiğim bir şeyler var

    İzlediğim ilk büyük konser 1990'ların başında Ankara'da Zülfü Livaneli konseriydi. Henüz Sovyetler Birliğinin olduğu zamanlardan bah...