18 Mayıs 2006 Perşembe

şenliğin ardından

Şenlikten aklımda kalanlar:

  • Bundan önceki şenliklere ziyaretçi olarak katılmıştım. Bu şenlikte ise ev sahiplerinden biriydim. Harikaydı.
  • Onlarca penguenle tanıştım. Büyük kısmını daha önce görmüş ya da seminerini dinlemiştim, bir kısmını da sanal alemlerden :) tanıyordum. En sıcak karşılandığım ortamdı diyebilirim.
  • seminer-cg'den görmediğim kimse kalmadı. Barış'ın hiç resmini görmemiş olmama rağmen sanki uzun süredir tanışıyormuşuz gibiydi. Çok kısa bir süre görüşebildik :(
  • Sanırım bütün pardus ekibiyle tanıştım. Çok yakın davrandılar.
  • meren yoktu...
  • COMU'dan mezun arkadaşlarla/öğrencilerimle karşılaştım. Necati'yi son iki gün gördüm. Serdar Yüksel üçüncü gün geldi, çok özlemiştim onu, görmek iyi geldi. Neredeyse hiç değişmemiş.
  • Çanakkaleden getirdiğim kalabalık gruptan şehir dışına kaçan bir iki kişi olduğunu görmek beni çok üzdü. Şenliğe gelmek için istekli o kadar insan arasından getirdiğim öğrencilerin böyle davranmalarına hem üzüldüm hem sinirlendim. Geri kalanlar ise dört günde yirmi kadar seminer/panel dinleyerek perişan oldular ;)
  • Pınar'ın "Kadınlar ve Linux" semineri oldukça olaylı geçti. Akgül hoca'nın yerinden kalkıp duruma el koyduğunu söylesem ne kadar hararetli bir seminer olduğu hakkında bir fikriniz olur sanırım. Pınar tepkiler almaya hazırlıklıydı ama bu kadarını hiç birimiz beklemiyorduk. Karşı çıkışlara baksanız kız çocuklarını okula göndermek için kampanyalar düzenlemek zorunda kalan bir ülkede yaşadığımıza inanamazdınız.
  • Bunu ayrı bir madde olarak yazmam lazım: "Kadınlar ve Linux" semineri sırasında bir genç kız "kadınlardaki özgüven eksikliği genetiktir" dedi. Hatta bunu söylemek için "hocamdan izin alarak konuşmak istiyorum" dedi. Tahmin edeceğiniz gibi hocası erkekti! "Olur mu öyle şey" diyenlere sanki iddianın kendisi bilimselmiş gibi "bilimsel dayanağınız var mı" diye soruldu. Güldüm...
  • Oğuz'un Linux-do semineri şenlik tarihine geçecek bir seminer oldu. Semineri (benim tavsiyemle) aikido kıyafetiyle anlattı. Güzel bir seminer oldu. Katılımcılardan birinin yıllardır aikido yapıyor olması seminere ayrıca bir renk kattı.
  • Oğuz'da Pınar'da teknik konularda da seminerler verebilecek olmalarına rağmen şenlikte şenlikli sunumlar yaptılar. Arada sırada (tamam, belki daha sık) kendilerine kızsam da seminerlerini dinlerken sanki kendi çocuklarımın başarısını görüyormuşum gibi mutlu oldum. Bir yıl içindeki hızlı yükselişlerinde biraz olsun payım olduğunu bilmek beni gururlandıyor.
  • 6. Şenliğe konuşmacı olarak daha kalabalık bir grupla geleceğimizi tahmin ediyorum. Bu yıl dinleyici olanların bazıları seneye sahneye çıkacaklar.
  • "Kerberos Kimlik Denetimi Altyapısı" konulu bir seminer verdim. Katılım yüksek değildi ama sayı nedir ki? Ben dinleyicilerden memnun kaldım umarım onlar da seminerden memnun olmuşlardır.
  • Üçüncü gün yapılan genel kurula çok az kişi katıldı. O kadar ki, görevi devredecek olan yk ve dk bile tam kadro orada değildi. Deniz Öğüt sağolsun beni yk için aday göstermeyi önerdi (orada olmayanlar için yazayım; neredeyse hemen herkes adaylık için önerildi). Ben hiç hazırlığım olmadan aday olmayı uygun görmedim (yine yazayım; adaylığı önerilenlerin çoğu kabul etmedi). Pınar da aday gösterilmek istendi ama yapması gerekeni yaptı, gaza gelmedi ve aday olmadı.
  • Oy sayımları sırasında Gökmen'in "Koray Löker" deyişi hepimizi çok eğlendirdi. Löker az daha yk'ya seçilecekti. Ben ona oy vermiştim :)
  • Akgül hoca yeniden başkan seçildi.
  • Ben de denetleme kuruluna aday oldum ve seçildim. Deniz Öğüt ve Server Acim ile birlikte yk'yı denetleyeceğiz. Deniz Öğüt'le birlikte dernekler kanundaki görevlerimize baktık ve birkaç ayda bir yk'yı denetlemek üzere bir araya gelmeye karar verdik. Kork bizden yk :)
  • Dinlemek istediğim seminerlerin önemli bir kısmında başka bir salonda olmam gerektiğinden dinleyemedim. Bazılarına da (utanarak söylüyorum) girmeyi unuttum :(
  • Her gün uptown'da Erdinç'le patates kızartması yedik :) Bardakların buzlu olması harikaydı.
  • Şenlik alanında kablosuz bağlantı (Tonguç Yumruk'un yazdığı gibi biraz memur zihniyetli de olsa) olması iyi miydi bilemiyorum. Çünkü seminerlerde bir kısım dinleyiciler bir yandan konuşmacıyı dinleyip bir yandan da sörf yapıyordu. Konuşmacının dikkati kolaylıkla dağılabilirdi aslında. Beni de bir panel sırasında telefonla arayıp sunuculardan birindeki bir problemi çözmem istendi. Panelden çıkmadan ssh ile bağlanarak sorunu çözebildim. Hatta en son nokta olarak bir panelde konuşmacılardan birinin bilgisayarını konuşmalar boyunca kullandığını gördüğümü ve şaşırdığımı yazayım.
  • Kapanış töreninde seminer-cg başkanı olarak (heyt be) gezici seminerlere konuşmacı olarak gidenlere üzerinde isimleri yazılı birer lazer pointer verdim. Sahneye ödül vermek için çıkmak, geçen yıl hayal edemeyeceğim bir şeydi ama oldu. Enver Altın şenliğe gelmediği için onun hediyesini Devrim Gündüz aldı. Bora Güngören kim bilir kaçıncıya çıktı sahneye. Pınar o kadar heyecanlıydı ki elimi bile sıkmadı ;-) Oğuz da hediyesini aldıktan sonra bana pointer verme görevi Erdinç'e düştü. ab2006 Denizli'den başlayan bir konuşma yaptı. Ben eğlendim.
  • Yılın penguenleri ödülleri ise benim için unutulmaz oldu. Barış Metin'den "Yılın En Çalışkan Pengueni" ödülünü, Bilgi Üniversitesinden bir hocadan (adını hatırlayamıyorum) "En İyi Kurumsal Kullanıcı" ödülünü aldım. "Yılın En iyi Yerelleştiricisi" ödülünü ise Pınar Yanardağ aldı. Pardus ekibi de "En İyi Özgür Yazılım" ve "En İyi Özgür Yazılım Temelli Uygulama Projesi" ödüllerini aldı.
  • Barış Özyurt herkesin beklediği alternatif ödülleri bu yıl dağıtmadı :( Bence şenliğin en neşeli bölümlerinden biri olan alternatif ödülleri gelecek yıl dağıtması için teşvik edilmeli :)
  • Şenlik bittikten sonra çarşamba günü bir toplantıya katılmam gerektiğinden öğrencilerimle birlikte Çanakkale'ye dönmedim, Ankara'da kaldım. 146 ile bağlanmak istemediğimden ve biraz kafa dinlemeyi hakettiğimi düşündüğümden pazartesi maillerime bakmadım ve 24 saatin internette ne kadar uzun olabileceğini tekrar öğrendim.


  • Bazı kötü şeyler de oldu ama o konularda şimdilik yazmak istemiyorum.

    2 yorum:

    1. Aslında heyecandan değil de, ödül verme-alma sürecini uzatmak istemediğimden (ve sizin uzattığınız eli görmediğim için :)) öyle komik bir durum yaşanmış :) Hatta bir kare var şurada görünce çok güldüm :)

      Bu arada... Ben de Koraaay Lökeer'e oy vermiştim :)

      YanıtlaSil
    2. Heyecan kötü bir şey değil, kandırma bizi ;-)

      YanıtlaSil

    Ayı Dağı - Andrew Krivak

    Duvar'da dünyada tek sağ kalan kadının hikayesini okuduktan sonra Ayı Dağı'nda (dünyaya her ne olduysa artık) hayatta kalan iki kişi...