rock etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
rock etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

6 Mart 2010 Cumartesi

Gerçek olamayacak kadar güzel bir haber

Hala duymayan kaldıysa 25-26-27 Haziran'da aşağıdaki grupların İstanbul'a geldiği haberini vereyim onlara. Metallica, Slayer, Megadeth, Anthrax, Heaven & Hell (Dio'lu Black Sabbath), Rammstein, Manowar ve Alice In Chains'in yanında pek güzel başka gruplarda var. Bu kadar büyük grupları üç gün boyunca dinlemenin bedeli de neredeyse tek birinin konser ücretine yakın.

Kaçıran kesinlikle pişman olur.

20 Aralık 2009 Pazar

Moğollar - Umut Yolunu Bulur


Türkiye'nin Yes'i, Eloy'u veya Pink Floyd'u olabilecek bir grup aslında Moğollar. Ama onlar hala 40 yıl öncesini "geri sarmaya" çalışıyorlar. Nazım'ın kaç kere bestelenmiş şiirlerini tekrar bestelemek yerine "Uğur Mumcu Anısına" şarkısında olduğu gibi sözsüz şarkılar yapsalarmış çok daha kalıcı bir albüm olabilirmiş Umut Yolunu Bulur. Bence Moğolların temel problemi çok güncel mevzularla ilgili şarkı sözleri yazmaları. Tabi bu onların kendilerini tanımlama şekilleri de aynı zamanda ama grup olarak bizim Pink Floyd'umuz olma şansını da böylece kaçırmış oluyorlar bence. Ben hep David Gilmour'a benzetirim Cahit Berkay'ı.

Belki de sözsüz bir albüm satmaz diye düşünüyorlardır. Ya da yeterinde protest olmaz diye endişe ediyorlardır. Bence uluslararası olabilecek pek az grubumuzdan biri kendini "mesaj kaygısı" yüzünden heba ediyor. Artık onları değiştirmek mümkün değil ama susmaya da gönül razı olmuyor.

13 Aralık 2009 Pazar

Eloy - Visionary


Kurulduğundan bu yana 40 yıl geçmiş, son albümünü 11 yıl önce çıkarmış bir grup Eloy.

Eğer Eloy'u daha önce dinlememişseniz oldukça kafa karıştırıcı bir tarzları olduğunu söylemiş olayım. Bence oldukça başarılı bir reunion albümü olmuş. Progressive grupları seviyorsanız bunu da seversiniz.

10 Kasım 2009 Salı

Tom Waits - Glitter and Doom Live


10 farklı şehirde çalınmış 17 parçadan oluşan, Tom Waits'le tanışmak için neredeyse bütün dönemlerinden şarkıların bulunduğu harika bir konser albümü.

4 Kasım 2009 Çarşamba

Halford - Halford III - Winter Songs


Rob Halford'un 7 yıldır sesi çıkmayan grubuyla çıkardığı bu gerzek kış albümünü sadece iki şarkı için katlanabilecekler dinlesin bence. "Get Into the Spirit" ve "We Three Kings" dışındaki şarkılar Halford'dan beklenmeyecek kadar acayip christmas şarkıları.

Kesinlikle olmamış.

15 Ekim 2009 Perşembe

Fear No Evil - Doro


Pek az kadın heavy metal solistinden biri olan Doro'nun bu yıl ocak ayında çıkan albümü hala 1980'leri dinlemek isteyenlerin hoşuna gidebilecek bir albüm. Giriş parçası "The Night Of The Warlock" Warlock günlerini hatırlatan bir tempoda. Onun haricinde benim beğendiğim ikinci şarkı Tarja Turunen ile birlikte söylediği "Walking With The Angels" oldu. Gerisi sadece Doro'nun 25 yıldır aynı şekilde söyleyebildiğini görmek için dinlenilebilir (güzel söylüyor orası ayrı).

8 Ekim 2009 Perşembe

The Devil You Know - Heaven & Hell


Grubun adı yeni ama çalan elemanlar 1980-1982 ve 1991-1992 arasında bu kadro ile Black Sabbath'ı oluşturuyorlardı. Kadro müthiş: Ronnie James Dio, Tony Iommi, Geezer Butler ve Vinny Appice.

Tony Iommi vokalist yönünden çok şanslı bir gitarist olmuş hayatı boyunca. Kimle çalışmamış ki; Ozzy Osbourne, Ronnie James Dio, Ian Gillan, Glenn Hughes, Tony Martin ve hatta bir kaç konserliğine bile olsa Rob Halford ile bile çalmış (bu konserlerin kayıtlarını bulup dinlemek isterdim doğrusu). Bu aralar hem Ozzy hem de Dio ile arası iyiyken ikisinide kırmamak için bu ismi uydurmuş gibi duruyor. Ozzy ile Black Sabbath adıyla çalarken Dio ile nasıl çalalım diye düşünüp yeni bir grup kurmuşlar ;) ve Dio'lu yılları aratmayacak kadar güzel bir albüm yapmışlar. Bence Black Sabbath'ın en iyi üç albümü arasına girebilecek bir albüm olmuş. Dio 67, Iommi 61, Butler 60 ve Appice 50 yaşında olmalarına rağmen hem teker teker çok iyi çalmış/söylemişler hem de şarkılar eski günlerdeki gibi.

Hem Iommi'nin gitarını, Dio'nun vokalini özleyenler için, hem de grupla yeni tanışacaklar için harika bir başlangıç albümü.

7 Ekim 2009 Çarşamba

Where the Wild Things Are - Steve Vai


Steve Vai müzikal açıdan hiç bir yenilik içermeyen son albümünde yine harika çalmış. Zaten 15 parçanın sadece 6'sı ilk defa bu albümde yeralıyor. Çoğu iyi bilinen şarkılar ve çok hızlı, hatasız çalınmışlar.

Şarkıların bazı bölümlerinde yeralan seyircilerin alkışları ve tezahüratları ayrı bir hava katmış albüme. Bir ikisi hariç şarkılarda vokal olmaması da iyi olmuş. Bence bu tip gitaristlerin kendi bestelerini çalarken bir vokalistle çalışmaları (ya da daha kötüsü kendilerinin vokal yapması) son derece kötü sonuçlar doğuruyor.

İnsanı bezdirecek gitar numaralarıyla dolu olmayan, gereksiz vokaller içermeyen güzel bir albüm.

If On A Winter's Night - Sting


Bir süredir ortalıklarda görünmeyen Sting oldukça ağır tempolu bir albüm yapmış. İkinci şarkı olan "Soul Cake" haricinde tüm şarkılar yıllarca The Police'in basçısı, vokalisti olmuş birinden beklenmeyecek kadar ağır şarkılar olmuş.

Ben sıkıcı buldum.

6 Ekim 2009 Salı

Less Is More - Marillion


Fish'le yolları yıllar önce ayrılmış olan Marillion'un yeni (20 yıllık soliste yeni demek biraz saçma oluyor biliyorum, hem de Steve Rothery haricinde ilk kadrodan elemanı kalmamış bir grup için) solisti Steve Hogarth ile yaptığı şarkıların akustik hallerini kaydettikleri bir stüdyo albümü Less Is More.

Bence bildik şarkıların akustik yorumları konser kayıtlarıyla yeni bir anlam kazanıyor. Dinleyicilerin katkıları ve heyacanları albüme yansıdığında ortaya çok güzel şeyler çıkabiliyor. Tesla'nın Five Man Acoustical Jam bu konuda en iyi örneklerden biridir.

Yer yer çok başarılı bölümler barındırmasına rağmen beğenmedim albümü. Keşke bir konser kaydı olsaymış, stüdyoda fazla kuru bir albüm olmuş bence.

5 Ekim 2009 Pazartesi

Babylon - W.A.S.P.


19 Kasım'da Türkiye'ye de konser için gelecek olan W.A.S.P.'ın son albümü Babylon müthiş!

Bazı grupların havasını solistleri, bazılarını gitaristleri daha da azının ise grubun ortak karakteri belirler. Bence W.A.S.P. için bu tarzı belirleyen 53 yaşına rağmen hala ilk günlerindeki gibi vokal yapan Blackie Lawless. Çok sık davulcu değiştirmiş olmalarına rağmen bir önceki albümde de grupta çalan Mike Dupke mahşerin dört atlısı havasının yakalanmasında çok başarılı olmuş.

Albümdeki iki cover; Deep Purple'dan "Burn" ve Chuck Berry'den "Promised Land" oldukça başarılı.

Bence albümün tek eksiği 43dk. gibi kısa bir sürede bitmesi ;)

1 Ekim 2009 Perşembe

Sonic Boom - KISS


KISS 11 yıl aradan sonra harika bir albümle geri döndü. Bu sefer gaz şarkılar değil de sıkı parçalar yapmışlar. Özellikle açılış parçası "Modern Day Delilah" ve "Russian Roulette" defalarca dinlenecek şarkılar.

Bu aralar çok fazla yeni albüm çıkmasına rağmen çokça dinlediğimi söyleyebilirim.

16 Eylül 2009 Çarşamba

God & Guns - Lynyrd Skynyrd


Southern rock'ın pek sevdiğim elemanlarının yeni albümü God & Guns eğer bir hard rock albümü olarak dinlenirse oldukça başarılı. Güneyli rock kısmından tamamen vazgeçmişler ya da bana öyle geldi. İlk kadrodan sadece Gary Rossington kaldığından tarzlarında da değişmemin olmasını garip karşılamamak lazım belki de.

Diğer elemanlar ise Blackfoot'tan tanıdığımız gitarist Rickey Medlocke, 22 yıldır grubun solisti olan Johnny Van Zant, Christmas Time Again albümünde bir şarkıda çalarak gruba katılan gitarist Mark Matejka, kanserden ölen Ean Evans yerine bu yıl gruba katılan bascı Robert Kearns, yine bu yıl ölen Billy Powell yerine gruba dahil olan klavyeci Peter Keys ve 10 yıldır grupta davul çalan Michael Cartellone.

Yaşadığı talihsizliklerle efsane olmuş grubun hala yoluna devam etmesi bile takdiri hakediyor bence. Şarkılar da güzel hard rock şarkıları. Benim favorilerim: Still Unbroken, Simple Life, That Ain't My America. Velhasıl güzel albüm ama başka bir grubu dinlediğiniz hissine kapılabilirsiniz.

10 Eylül 2009 Perşembe

Last Look at Eden - Europe


1986'da dinlediğim Final Countdown şarkısından hatırladığım Europe'u 1991'de Prisoners in Paradise albümünden bu yana dinlememiştim. Meğer elemanlar 2004'de biraraya gelmişler. Ardından 2006'da bir albüm daha yapmışlar ve ben ancak yeni albümlerine yetişebildim.

Albüm 53 saniyelik
Prelude ile açılıyor ve ardından gelen, albüme adını veren Last Look at Eden ile çok güzel birleşmiş. Maalesef geri kalan şarkıları pek tutmadım ben. Sıkıcı şarkılar değil ama melodiler insanı yakalayan türden değil, müzikte de bir yenilik olmayınca sadece ilk iki şarkı yetermiş gerisi olmasa da olurmuş diyorum.

12 Mayıs 2009 Salı

ihtiyarlamak böyle bir şey galiba

Eskiden Grateful Dead, Bob Dylan, Tom Waits filan dinleyeceğim hiç aklıma gelmezdi. Slayer'ı bile bazen yeterince hızlı bulmayan ben şimdi delice şeyler diliyorum. Şu parçanın ya da bunun hastası olacağım hiç alıma gelmezdi mesela. Hala eski dostları da severek dinliyorum ama nedense giderek önceden dinlemeye dayanamadığım şeyleri dinlemek istiyorum. Gençken duyduğum "artık bu gürültülü müzikleri kafam götürmüyor" türünden değil aslında benim durumum.

Ugur'dan bu kadar uzak kalmasaydım, bu kadar kontrolden çıkmazdım eminim.

22 Şubat 2009 Pazar

Deep Purple Konseri

Umarım bir aksilik olmaz da Deep Purple'ı yine seyredebilirim. Konser 20 Temmuz'da Turkcell Kuruçeşme Arena'da.

3 Aralık 2008 Çarşamba

çok yaşa Ozzy



Wikipedia'da daldan dala gezerken farkettim; Ozzy Osbourne bugün 60 yaşına girmiş.

Yazan, Yöneten ve Oynayan aynı kişiyse o tiyatroya gitmeyin

Elbette her genelleme gibi bunun da bazı istisnaları var ama istisna olmadan genelleme zaten yapılamaz.   Oldukça uzun zamandır yerli ve yab...