lisans etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
lisans etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

28 Mayıs 2017 Pazar

Özgür yazılım ile açık kaynağın ne farkı var?

Özgür Yazılım hareketi 1983'de başlayan ve kullanıcıların yazılımları çalıştırma, anlama, değiştirme ve değiştirdikleri halini dağıtma özgürlüklerini savunan bir harekettir. Açık Kaynak ise neredeyse aynı ilkeleri farklı ifadelerle savunan ve 1998'de ortaya çıkan, özgür yazılım topluluğunun içinden çıkan bir oluşumdur. Özgür Yazılım hareketinin başlatıcısı Stallman açık kaynağı bir yazılım geliştirme metodolojisi, özgür yazılımı ise bir sosyal hareket olarak görmektedir. Stallman uzun yıllardır neden kendisini bir açık kaynak savunucusu olarak kabul etmediğini yazılarıyla ve konuşmalarıyla anlatıyor olsa da çok fazla anlaşıldığı söylenemez. Bu yazıda ikisi arasında bir fark var mı ve biz hangi ifadeyi kullanmalıyız konularını tartışmak istiyorum.

Lisans

Bir yazılımla ne yapabileceğinizi belirleyen şey onun özgür yazılım veya açık kaynak olması değil o yazılımın kullandığı lisanstır. Temel kavramları aynı bile olsa her özgür yazılım lisansı aynı kullanım şartlarını sunmaz. Watcom lisansı gibi neredeyse kimsenin kullanmadığı lisansları bir tarafa bırakırsak bütün açık kaynak yazılım lisanslarının aynı zamanda özgür yazılım lisansı olarak kabul edildiğini görürüz. Konuya lisanslar açısından bakınca özgür yazılımlar ile açık kaynak yazılımlar arasında bir fark yoktur [3].

Yanlış anlamalar

Türkçe konuşan insanlar olarak "free software" ifadesinde yaşanan "bedava" mı "özgür" mü karışıklığını yaşamıyor olmamıza rağmen "open source" yazılım denildiğinde sadece kaynak kodu açık olan yazılımın anlaşılması gibi sorunla, İngilizce konuşanlar gibi, karşı karşıya kalıyoruz. Özgür yazılım denildiğinde arkasında yazılımın ve kullanıcıların özgürlüklerini önemseyen, onun için mücadele eden bir felsefe olduğunu anlamak kolay olmasına rağmen maalesef onun hakkında da kafa karışıklığı az değil. Genel Kamu Lisansı (GPL) en bilinen özgür yazılım lisanslarının başında geliyor olmasına rağmen tek özgür yazılım lisansı değil. GPL özgür yazılımın dört şartına ek olarak Copyleft kavramını da kullanmaktadır. Özgür yazılımın şartları yazılımı sizin nasıl haklarla edineceğinizi belirlerken Copyleft onu nasıl dağıtmanız gerektiğini söyler. Yani Copyleft özelliğine sahip bir lisansla lisanslanmış bir yazılımı yine aynı şartlarla dağıtmanız gerekir [1]. Bütün özgür yazılım lisanslarının böyle bir zorunluluğu olmamasına rağmen maalesef genel kanı bu yönde ülkemizde.

Açık kaynak ise ülkemizde en az anlaşılan kavramlardan biri. Bunda adının yaptığı çağrışımın etkisi de büyük elbette. Hem kullanıcılar, hem de önemli miktarda geliştirici bir yazılımın kaynak kodunu görebildiğinde onu açık kaynak sanmak gibi bir kavramsal hataya düşüyor [2]. Github benzeri bir kod barındırma ortamına yazılımının kaynak kodlarını koyan bir yazılımcı onun hemen açık kaynak olduğu yanılgısına kapılıyor.

Açık kaynak yanlış anlaşılmaya çok müsait olduğundan açık kaynak ifadesini her kullandığımızda onun kaynağı açık olan yazılım anlamına gelmediğini ve mevcut 10 şartını anlatmak oldukça zor bir iştir. Bunu yapmadığımızda hem özgür yazılım hem de açık kaynak hareketlerinin uğraştıkları konuları önemsememiş oluruz. Özgür yazılım dediğimizde birilerinin kafasını karıştırma riski oldukça düşüktür. Günümüzde gittikçe artan bir hızla özel mülk yazılımların da kaynak kodlarının açıldığını hesaba katarak, insanları yanlış yönlendirmemek için açık kaynak yerine özgür yazılım ifadesini kullanmak daha doğru bir hareket olacaktır.

Düşmanımız açık kaynak değil özel mülk yazılımdır

Özgür yazılım taraftarları olarak sıklıkla açık kaynak ifadesini özgür yazılım olarak düzeltiyoruz. Bunu kafa karışıklığına neden olmamak için yaptığımız halde, istemeden de olsa, sanki açık kaynağın kötü bir şey olduğu algısını da yaratabiliyoruz. Halbuki durum böyle değil. Özgür yazılım ve açık kaynak hareketleri kullanıcıların özgürlüklerini savunan hareketlerdir. Biz özgür yazılım savunucuları açık kaynağı düşman olarak görmeyiz. Hem özgür yazılımın hem de açık kaynak yazılımın insanlık için kötü olarak kabul ettiği yazılımlar özgür olmayan (özel mülk) yazılımlardır.
We in the free software movement don't think of the open source camp as an enemy; the enemy is proprietary (nonfree) software.

[1] http://www.nyucel.com/2017/05/genel-kamu-lisansnn-gpl-onemli-fark.html
[2] http://www.nyucel.com/2017/05/ack-kaynak-sadece-kaynak-koda-erisim.html
[3] http://www.nyucel.com/2017/05/ozgur-yazlm-m-ack-kaynak-m-1.html

20 Mayıs 2017 Cumartesi

Özgür Yazılım mı Açık Kaynak mı?

Yazılım lisansları son kullanıcı tarafında neredeyse hiç okunmayan metinler olmalarına rağmen yazılım geliştiriciler arasında bile yaygın olarak okundukları söylenemez. Elbette son kullanıcının yazılım lisansıyla ilişkisi geliştiriciden çok farklıdır. Elindeki yazılımı nasıl değiştireceği, başka bir yazılım içinden nasıl çağırabileceği, statik mi dinamik mi derlemesi gerektiği, kendi koduna birlikte dahil edebileceği yazılımların lisanslarının nasıl olması gerektiği gibi konularla ilgilenmez son kullanıcı. Bu bahsettiğim durumlarda geliştiricilerin nasıl davranması gerektiği lisans metinlerinde genellikle ayrıntılı olarak tarif edilir.

Son kullanıcı genellikle yazılımı özgürce kullanabiliyor mu, başkasıyla paylaşabiliyor mu, gelecekte de kullanabilecek mi, güvenli mi gibi konularla ilgilenir. Son kullanıcının yazılımın lisansını okumadan da onunla ilgili neler yapabileceğini öğrenmesinin bir yolu yazılım lisansının hangi sınıfa girdiğini ve o sınıftaki yazılımların belirleyici özelliklerini bilmesidir. Eğer yazılım bir özgür yazılımsa onunla yapılabilecek şeyler çok kısa ve net bir şekilde belirlidir [1]. Biraz daha fazla madde içeren açık kaynak bir yazılımın şartları da net olarak tarif edilmiş durumdadır [2]. Örneğin elde ettiğiniz yazılım GPLv3 ile lisanslanmışsa ve bu lisansın bir özgür yazılım lisansı olduğunu biliyorsanız diğer ayrıntılarla çok ilgilenmeden onu gönül rahatlığıyla kullanabilirsiniz.

Özgür yazılım ve açık kaynak lisanslarıyla ilgili şartları okuduğunuzda aradaki farkı kolayca anlamanız mümkün olmayabilir. Bu sizi tedirgin etmesin zaten büyük kalabalıkların da durumu böyle. Bir yazılıma açık kaynak dediğinizde biri sizi "hayır o özgür yazılım" diye uyarıyorsa "arada ne fark var?" diye sorun. Çok büyük ihtimalle açıklayamayacaktır. Bu yazıyı çok uzatmamak için aradaki kavramsal ayrılıkları bir başka yazıya bırakıp burada hangi lisanslar özgür yazılım, hangileri açık kaynak kategorisine giriyor göstermek istiyorum.

Hangi lisansların özgür yazılım kategorisine girdiğini görmek isteyenler buraya [3], açık kaynak yazılım lisanslarının hangileri olduğunu görmek isteyenler buraya [4] bakabilirler. Özgür yazılımla ilgili bağlantıya bakarsanız (biliyorum çoğunluk bakmayacak) hangi lisansların GPL-uyumlu olduğunu, hangilerinin GPL uyumlu olmasa da özgür yazılım olduğunu görebilirler. Hangi lisansların özgür yazılım lisansı olarak kabul edilmediği de nedenleriyle birlikte açıklanmış durumda. Bir lisansın GPL-uyumlu olması o lisansla yazılmış bir kodun GPL lisanslı bir yazılıma dahil edilip dağıtılabileceği anlamına gelir.

GPLv3 uyumlu özgür yazılım ve açık kaynak lisansları


Aşağıdaki lisanslar hem GPLv3-uyumlu özgür yazılım lisansları, hem de açık kaynak lisanslarıdır. Sayıları sizi şaşırtacak kadar fazla olan bu lisansların listesi şöyle:
  • 2-clause BSD License (BSD-2-Clause)
  • 3-clause BSD License (BSD-3-Clause)
  • Apache License 2.0 (Apache-2.0)
  • Artistic License 2.0 (Artistic-2.0)
  • Boost Software License (BSL-1.0)
  • CeCILL License 2.1 (CECILL-2.1)
  • EU DataGrid Software License (EUDatagrid)
  • eCos License version 2.0
  • Educational Community License, Version 2.0 (ECL-2.0)
  • Eiffel Forum License V2.0 (EFL-2.0)
  • GNU Affero General Public License version 3 (AGPL-3.0)
  • GNU General Public License version 2 (GPL-2.0)
  • GNU General Public License version 3 (GPL-3.0)
  • GNU Lesser General Public License version 2.1 (LGPL-2.1)
  • GNU Lesser General Public License version 3 (LGPL-3.0)
  • Historical Permission Notice and Disclaimer (HPND)
  • ISC License (ISC)
  • MIT License (MIT)
  • Mozilla Public License 2.0 (MPL-2.0)
  • Python License (Python-2.1)
  • Sleepycat License (Sleepycat)
  • Universal Permissive License (UPL)
  • W3C License (W3C)
  • wxWindows Library License (WXwindows)
  • Zope Public License 2.0 (ZPL-2.0)
  • zlib/libpng license (Zlib)

GPLv3 uyumlu olmayan özgür yazılım ve açık kaynak lisansları

Bazı özgür yazılım lisansları GPL-uyumlu olmayabiliyor. Genel Kamu Lisansının diğer özgür yazılım lisanslarından farkını daha önce yazmıştım, belki okumak isteyebilirsiniz şimdi [1]. GPL uyumlu olmadığı halde özgür yazılım lisansı olan lisansların sayısı da az değil. Bunların arasından açık kaynak lisansı olarak da adı geçenlerin listesi de şöyle:
  • Academic Free License 3.0 (AFL-3.0)
  • Apple Public Source License (APSL-2.0)
  • Common Public Attribution License 1.0 (CPAL-1.0)
  • Eclipse Public License 1.0 (EPL-1.0)
  • European Union Public License, Version 1.1 (EUPL-1.1)
  • IBM Public License 1.0 (IPL-1.0)
  • LaTeX Project Public License 1.3c (LPPL-1.3c)
  • Lucent Public License Version 1.02 (LPL-1.02)
  • Microsoft Public License (MS-PL)
  • Microsoft Reciprocal License (MS-RL)
  • Mozilla Public License 1.1 (MPL-1.1)
  • Nokia Open Source License (Nokia)
  • Open Software License 3.0 (OSL-3.0)
  • PHP License 3.0 (PHP-3.0)
  • Q Public License (QPL-1.0)
  • RealNetworks Public Source License V1.0 (RPSL-1.0)
  • Sun Public License 1.0 (SPL-1.0)
  • Zero Clause BSD License (0BSD)

Açık kaynak olduğu halde özgür yazılım olmayan lisanslar

Peki açık kaynak olduğu halde özgür yazılım lisansı olarak kabul edilmeyen lisanslar neler? diye soruyor olmalısınız şimdi? Eğer özgür yazılımın ve açık kaynağın şartlarını okumuşsanız bunun kolay kolay sağlanamayacak bir durum olduğunu biliyor olmalısınız ama [3] ve [4] adreslerinde adı geçen ve bu şartı sağlayan sadece bu kadar az lisans olduğunu okumak sizi şaşırtacaktır sanırım. Eğer bu lisanslardan biriyle lisanslanmış bir yazılıma açık kaynak derseniz doğruyu söylemiş olurken, özgür yazılım derseniz hatalı bilgi vermiş olursunuz.
  • NASA Open Source Agreement 1.3 (NASA-1.3)
  • Reciprocal Public License 1.5 (RPL-1.5)
  • Sybase Open Watcom Public License 1.0 (Watcom-1.0)
Buraya kadar sabırla okuduysanız bütün özgür yazılımların doğal olarak açık kaynak olduğunu biliyor olmalısınız. Bu bilgilerden sonra neredeyse bütün açık kaynak yazılımların da özgür yazılım olduğunu görmüş oldunuz.

Arada hiç mi fark yok?

Her ne kadar neredeyse bütün açık kaynak yazılımlar özgür yazılım olmanın kriterlerini yerine getiriyor olsalar da doğrusu yazılım kendisini nasıl tanımlıyorsa o terimi kullanmaktır. Örneğin Genel Kamu Lisansı ile lisanslanmış bir yazılım kendini açık kaynak olarak tanımlıyorsa ona açık kaynak demek doğrusudur ama tersini söylemekte de teknik olarak hatalı bir durum olmadığı herkesçe açık olmalı.

Özgür yazılım ve açık kaynak aynı şey mi?

Yukarıda okuduğunuz şeylere rağmen özgür yazılım ve açık kaynak farklı dünya görüşlerini temsil eden fikirler. Bu konu hakkında ayrı bir yazı okumak isterseniz buradan okuyabilirsiniz.

[1] http://www.nyucel.com/2017/05/genel-kamu-lisansnn-gpl-onemli-fark.html
[2] http://www.nyucel.com/2017/05/ack-kaynak-sadece-kaynak-koda-erisim.html
[3] https://www.gnu.org/licenses/license-list.html
[4] https://opensource.org/licenses/alphabetical

11 Mayıs 2017 Perşembe

Genel Kamu Lisansının (GPL) önemli farkı: Copyleft

Özgür yazılım sade ve güçlü bir mekanizma üzerine kurulu bir felsefe. Özel mülk yazılım lisansları nasıl firmaları koruyan hükümler içeriyorsa özgür yazılım lisansları da kullanıcıları, yani toplumu korumaya çalışıyorlar. Bir yazılım lisansının özgür yazılım lisansı kabul edilebilmesi için ilgili yazılımla ilgili aşağıdaki dört temel özgürlüğü garanti etmesi gerekiyor:
  • Yazılımı herhangi bir amaç için çalıştırma özgürlüğü,
  • Yazılımın nasıl çalıştığını öğrenme ve onu değiştirme özgürlüğü,
  • Yazılımı yeniden dağıtma özgürlüğü,
  • Yazılımın değiştirilmiş halinin dağıtılabilmesi özgürlüğü.
Elbette bunlar çok genel hükümler ve bunları sağlayan çok sayıda özgür yazılım lisansı mevcut. Lisans metinleri çoğunlukla ayrıntıları da tanımlayan, özel durumlarda nasıl davranılması gerektiğini tarif eden hukuki metinler. Yazılım geliştiricilerin bu lisans metinlerini okumamak gibi bir lüksü olamaz çünkü yaptıkları iş açısından çok belirleyici metinler bunlar. Yazılımlar hemen hemen her zaman başkalarının yazdıkları kitaplıkları içerdiğinden geliştiricilerin hangi kitaplıkları kendi yazılımına dahil edip edemeyeceğini, hangi kitaplıkları bir arada kullanabileceğini bu metinlerden başka öğrenebilecekleri bir alternatifleri yoktur.

Aslında kullanıcılar da bir yazılımı kullanmadan önce onun getirdiği kısıtlamaları ve sağladığı özgürlükleri öğrenebilmek için bu lisansları okumalı ama hem metinler yer yer teknik ifadeler içeriyor hem de çok uzunlar. Asıl bağlayıcı metinler İngilizce olanlar olmasına rağmen Linux Kullanıcıları Derneğinin kamuoyunun kullanımına sunduğu Özgür Yazılım Lisansları sayfası oldukça yararlı olacaktır. Eğer yazılım geliştiricisi değilseniz özgür yazılımın temel kavramlarını ve kullandığınız yazılımın bir özgür yazılım olduğunu bilmek yeterli bir güven zinciri oluşmasını sağlayabilir.

İdeal bir dünyada yukarıdaki dört şart yeterli olabilecekken günümüz dünyasında özgür yazılımların özel mülk yazılımlara dönüştürülmesinin önüne geçmek için bazı önlemler almak gerekmektedir. Genel Kamu Lisansının yukarıdaki şartlara ek olarak getirdiği en önemli farklılık Copyleft'tir.


Copyleft yazılımınızın mevcut halinin ve/veya değiştirilmiş halinin de özgür yazılım olarak kalmasını garantilemenin bir yoludur. Copyleft bir özgür yazılımı alan kişilere onun özgün halini ve/veya değiştirilmiş halini yine özgür yazılım olarak dağıtmaları gerektiğini söyler. Yani elde ettiğiniz Copyleft özelliğine sahip bir yazılımı aldığınız özgürlükleri aynen devretmeden dağıtamazsınız. Bu şartın bütün özgür yazılımlara ait olmadığını sadece Copyleft'in bir getirisi olduğunu akıldan çıkartmamak gerekir. Bütün özgür yazılımların böyle zorunlulukları yoktur. Bazı özgür yazılım lisansları aldığınız yazılımın kaynak kodunu kapatıp özel mülk yazılım olarak dağıtmanıza bile izin verir. GPL Copyleft özelliğini taşıyan bir özgür yazılım lisansıdır. Özgür yazılımların bir listesi için bu adrese bakabilirsiniz.

Copyright, yani telif hakkı, kullanıcıların özgürlüklerini kısıtlamak için kullanılan bir terim iken Copyleft bu özgürlüklerin devam etmesini garanti altına almaya yöneliktir. Adının çağrıştırdığının aksine Copyleft, Copyright'ın tersi değil onu kullanmanın bir yoludur. Copyleft yazılımın telif hakkından vazgeçmek anlamına gelmediği gibi eğer telif hakkından vazgeçerseniz Copyleft'in kullanımının şartları ortadan kalkmış olur. Yani telif hakkına sahip olmadığınız bir yazılımın nasıl dağıtılacağına zaten karışamazsınız.

Yazdığınız kodu Genel Kamu Lisansıyla nasıl lisanslayabileceğinize dair bu yazıyı da okumak isteyebilirsiniz.

2 Mayıs 2017 Salı

Açık kaynak sadece kaynak koda erişim anlamına gelmez!

Açık kaynak (open source) Türkçede nadiren doğru kullanılan bir terim. Özgür yazılım yerine bilerek/bilmeyerek açık kaynak denildiği gibi bazen de sadece kaynak kodun ulaşılabilir olması bile bir yazılıma açık kaynak denilmesine neden olabiliyor. Özgür yazılım ile açık kaynak yazılım arasındaki farkları başka bir yazıya bırakarak burada bir yazılımın açık kaynak yazılım sayılabilmesi için gerekli koşulları açıklayalım.



Açık kaynak girişimi genel kanının aksine özgür yazılım hareketinden çok sonra başlamıştır. Özgür yazılım gönüllülerinin taraftarı olmadıkları bir yazılım felsefesi olsa da açık kaynak yazılımların sadece kaynak kodlarının açık olduğu, başka bir özgürlüğü beraberinde getirmediği fikrini maalesef çok yaygın olarak duyuyoruz. Hatta özel mülk bir yazılımın kaynak kodunu github benzeri bir ortamda görenlerin onu açık kaynak yazılım sanması bile az rastlanır bir şey değil. Aslında son derece açık bir konu olmasına rağmen en çok kafa karışıklığına neden olan konulardan da biri. Bir açık kaynak yazılım lisansının sağlaması gereken şartlar aşağıdaki gibi:


1. Ücretsiz yeniden dağıtım
Bir açık kaynak yazılım lisansı ile yazılımın satışı veya başka yazılımların bir parçası olarak dağıtılması kısıtlanamaz ve bu satışlardan bir pay talep edilemez.

2. Kaynak kod
Programın kaynak kodu içermesi ve derlenmiş haline olduğu gibi kaynak kodun da dağıtılmasına izin vermesi gereklidir. Programın kaynak kodu içermeyen bir biçimi varsa tercihen web adresinden ücretsiz indirilmesine izin verilmelidir. Kaynak kodun bir programcının değiştirebileceği bir biçimde olması gerekir. Kasten karmaşıklaştırılmış veya bir çeviriciden geçirilmiş kodlar kabul edilmez.

3. Türetilen işler
Bir açık kaynak lisansı değişikliklere ve türetilen işlere izin vermeli ve onların özgün yazılımın lisansı ile aynı şartlarda dağıtılmasına izin vermelidir.

4. Yazarın kaynak kodunun bütünlüğü
Lisans yazılımın kaynak kodunun değiştirilmiş halinin dağıtılmasını ancak tek bir durumda kısıtlayabilir. Bunun mümkün olabilmesi için yazılım kaynak koduyla birlikte derleme zamanında kullanılabilecek yama dosyalarının dağıtımına izin verilmelidir. Böyle bir şey yapıldığında lisansta açıkça yazılımın değişiklik yapılmış kaynak koddan derlenebileceği belirtilmelidir. Yazılım kaynak kodda değişiklik yapılıp derlendiğinde isminin veya sürüm numarasının değiştirilmesini gerekli kılabilir.

5. Kişi veya gruplara yönelik ayrımcılık yapılamaz
Yazılım lisansıyla herhangi bir kişiye veya gruba yönelik bir kısıtlama getirilemez. Bazı ülkelerin ticaret kanunları böyle şeyler yapmayı zorunlu kılıyor olabilir ama lisansta bu yasalara uyma gerekliliğini hatırlatılabilir ancak kendisi bu kısıtlamalara dahil olamaz.

6. Çalışma alanına yönelik ayrımcılık yapılamaz
Yazılımın herhangi bir amaç için çalıştırılması engellenemez. Örneğin bir yazılımın ticari kullanım veya genetik araştırmalar için kullanılması kısıtlanamaz.

7. Lisansın dağıtımı
Programa eklenen haklar ayrıca bir sözleşmeye gerek kalmadan programın yeniden dağıtıldığı herkes için geçerli olmalıdır.

8. Lisans bir ürüne özgü olmamalı
Programa eklenen haklar, programın belirli bir yazılım dağıtımının parçası olmasına bağlı olmamalıdır. Program bu dağıtımdan çıkarılır ve lisans koşulları dahilinde kullanılır veya dağıtılırsa, programın yeniden dağıtıldığı tüm taraflar, orijinal yazılım dağıtımı ile birlikte verilenlerle aynı haklara sahip olmalıdır. Örneğin bir ofis paketini açık kaynak lisanslarından biriyle lisansladığınızda bileşenlerinden birinin ancak bu paketle birlikte kullanıldığında lisansla verilen haklara sahip olacağını söyleyemezsiniz. Her bir bileşen ayrı ayrı da kullanılsa lisans aynen geçerli olmalıdır.

9. Lisans diğer yazılımları kısıtlamamalı
Lisans, lisanslı yazılımla birlikte dağıtılan diğer yazılıma kısıtlamalar getirilmemelidir. Örneğin, lisans, aynı ortamda dağıtılan diğer tüm programların açık kaynaklı yazılım olması gerektiğinde ısrar etmemelidir. GPL ile lisanslanan yazılımlar da bu koşulu sağlarlar. Bu koşulu yazılımınızda GPL lisanslı bir kod parçasını veya GPL lisanslı bir kitaplığı kullanmanız durumunda yazılımınızı da GPL ile lisanslamanız gerekmesiyle karıştırmamak gerekir. Bir GNU/Linux dağıtımının açık kaynak lisanslı bir programı dağıtması onun sadece benzer lisanslı yazılımları dağıtabileceği anlamına gelmemesi gibi düşünülebilir.

10. Lisans bir teknolojiye bağımlı olmamalıdır
Lisansın hiçbir hükmü bir teknolojiye veya arayüze bağımlı olmamalıdır. Kullanıcının bir arayüzde koşulları kabul etmesi ve bir düğmeye tıklaması gibi zorunluluklar karşısında alternatifsiz bırakmasına izin verilmemektedir.

Gördüğümüz gibi bir yazılımın açık kaynak lisansına sahip olması onun sadece kaynak kodlarına ulaşılabildiği anlamına gelmediği gibi açık kaynak bir yazılımı alıp kaynak kodunu (lisans özellikle buna izin vermiyorsa) kapatarak dağıtamazsınız. Açık kaynak yazılım lisanslarının listesine buradan bakabilirsiniz.

17 Mart 2017 Cuma

Son kullanıcı için özgür yazılım neden önemli? -3-

Meraklısı için bu serinin önceki yazıları: [0], [1], [2].

Özgür yazılımlar doğaları gereği sahipli yazılımlardan daha düşük ücretlerle sahip olunabilir yazılımlardır. Çok büyük oranda ücretsiz olarak kullandığımız özgür yazılımları para verip alsak bile dağıtılmaları ile ilgili bir kısıtlama olmadığından bir kere elde ettiğiniz özgür yazılımı isterseniz satabilir, isterseniz ücretsiz dağıtabilirsiniz. Peki bir sahipli yazılıma para verdiğinizde aslında neye sahip olursunuz? Yazılımı kurarken kabul edip devam ettiğiniz son kullanıcı sözleşmelerinde bu durum açıkça belirli ama çoğumuz onları okumadığımız için bir kaç noktaya dikkat çekmek önemli olacak.

Örnek olarak sahipli bir yazılım olan Microsoft Windows 10 işletim sisteminin kullanıcı sözleşmesinde neler olduğuna bakalım:

  • Kullanıcıların önemli bir çoğunluğu yazılım için ödedikleri paranın karşılığı olarak yazılımı satın aldığını düşünür ama bu çoğu durumda doğru değildir. Windows işletim sistemi için ödediğiniz paranın karşılığında "Yazılımın satışı yapılmamakta, lisansı verilmektedir". Eğer satın almış olsaydınız onun nasıl çalıştığını anlamak için istediğiniz amaçla çalıştırabilir, değiştirebilir, dağıtabilir, değiştirdiğiniz halini dağıtabilirdiniz. Örneğin bir otomobil için ödediğiniz bedelin karşılığında aldığınız arabayı kime isterseniz satabilirsiniz, motorunu açıp nasıl çalıştığına bakabilirsiniz, eğer elinizden geliyorsa bütün aksamını ihtiyaçlarınıza uygun değiştirebilir ve bu haliyle satabilirsiniz. Bahsettiğim bu işlemleri yapabileceğiniz yazılımlar özgür yazılımlardır.
  • Parasını ödediğiniz MS Windows işletim sisteminin "yazılımın teknik kısıtlamalarını aşacak çözümler üretmek", "yazılımda tersine mühendislik işlemi yapmak, yazılımı kaynak koda dönüştürmek veya assembler diline çevirmek veya bunları yapma girişiminde bulunmak" ve "yazılımı, ticari barındırma için sunucu yazılımı olarak kullanmak" son kullanıcı sözleşmesiyle yasaklanmış durumda. Bunları elbette çoğu kullanıcı zaten yapmayacaktır ama yapmasının yasak olması farklı bir şey.
  • Yazılımı "yayımlamak, kopyalamak, devretmek veya ödünç vermek" de yasaklananlar arasında. Mesela bir yakın arkadaşınız isterse yazlığınızın veya arabanızın anahtarını kimseden izin almadan verebilirken isteyeceği şey MS Windows olursa ona 'kusura bakma' demeniz bekleniyor. Hatta başka bir bilgisayarınız varsa ona da kurulum yapamazsınız. "Yazılımı yeni bir cihaza her devrettiğinizde, önceki cihazdan kaldırmalısınız". Bu da yetmediyse kurulum yaptığınız işletim sistemi üzerine sanal makineye bile ikinci bir kurulum yapmanıza yine aynı kullanıcı sözleşmesi izin vermiyor.
  • Madem bu kadar kıymetli bir şey diyerek lisansına bu kadar para verdiğiniz yazılımın kopyasını alıp saklamak isterseniz (sadece saklamak için) "yedekleme amaçlarıyla yazılımın tek bir kopyasını oluşturabilirsiniz".
  • Peki bu işletim sistemini kullanırken gizliliğim, güvenliğim ne durumda diye merak ediyorsanız sözleşmede buna da açıklık getirilmiş: "Bu anlaşmayı kabul etmekle ve yazılımı kullanmakla, Microsoft'un Microsoft Gizlilik Bildiriminde (aka.ms/privacy) ve yazılım özellikleriyle ilişkili kullanıcı arabiriminde açıklandığı şekilde bilgileri toplayabileceği, kullanabileceği ve açıklayabileceğini kabul etmiş olursunuz". Bu sözleşmeyi kabul eden birinin 'bilgisayarımdan bazı bilgiler toplanmış ve birilerine verilmiş' diye sızlanmaya hakkı yok çünkü baştan bunu kabul ediyor.
  • Buraya kadarki şartları bir şekilde kabul etmişseniz bile yazılımın sizin ücretini ödeyip lisansını aldığınız şekilde bilgisayarınızda kalacağından da emin olamazsınız. Yine sözleşmede geçen ifadeyle "Bu anlaşmayı kabul ederek, ek bildirim olmaksızın bu tür otomatik güncelleştirmeleri almayı kabul edersiniz". Yani bilgisayarınıza kurduğunuz yazılım yarın bazı işlevleri yerine getirmeyebilir veya bilmediğiniz (aslında kaynak kodu kapalı olduğu için hiçbir zaman bilemeyeceğiniz) yeni işlevler edinmesini sağlayacak bir hale size bir bildirim mesajı bile göstermeden dönüşebilir.
  • Yazılımı kendiniz kullanmaktan vazgeçip başkasına devretmek isterseniz, devredeceğiniz kişinin Amerikanın ticaret ambargosu uygulamadığı bir ülkede yaşamasının gerekmesi de kendi başına kabul edilemez bir durum olmalı normal insanlar için.
Normalde benzer şartları sunan hiçbir ürüne değil para vermek, bedava olsa kullanmayız. Özgür yazılımlar yukarıda bahsi geçen kısıtlamalarla karşılaşmayacağınız, size özgürlükler sunan yazılımlardır.

11 Mart 2017 Cumartesi

Son kullanıcı için özgür yazılım neden önemli? -0-

Meraklısı için bu serinin önceki yazıları burada ve burada.

Her yazılımın mutlaka bir lisansı olur. Bazı yazılımlar kurulum sırasında bir kullanıcı sözleşmesi gösterip onay alırken bazıları lisans metninin bir kopyasını diske kopyalar. Kurulum sırasında gösterilen metinler nadiren okunurlar. Zaten programı kurdum, bunu da onaylayıp geçeyim diye düşünülür çoğunlukla. Bu yazıda son kullanıcı açısından bu sözleşmelerin nasıl önem taşıdığından bahsedeceğiz ama önce çok kısaca güney afrikadan bahsetmek istiyorum.

Bilindiğiniz gibi çok yakın zamana kadar Güney Afrika Cumhuriyetinde siyahilere uygulanan ırkçı uygulamalar yasal desteği olan uygulamalardı. Yani aşağıda fotoğrafını gördüğünüz sadece beyazların oturabildiği banklar, sadece beyaz kadınların girebildiği tuvaletler, sadece beyazların su içebildiği çeşmeler keyfi uygulamalar değil, kanunlarla çerçevesi çizilmiş şeylerdi. 'Bir konunun yasalara uygun olması onu insani yapar mı?' sorusunu yazının sonuna kadar aklınızda tutmanızı isterim.




Burada örnek olarak Adobe Photoshop lisans sözleşmesini veriyorum ama Amerika kökenli firmaların hepsinin ürünlerinde aynı ifadeler mevcut. Yani her Microsoft ürününü kullanırken bu maddeleri onaylamış oluyorsunuz.


Bu sözleşmeyi kabul ederek ABD'nin ihracat kısıtlamasına tabi ülkelerden birinde yaşamadığınızı ve bunlardan birine yazılımı doğrudan veya dolaylı bir şekilde ihraç etmeyeceğinizi kabul etmiş oluyorsunuz. Bu maddenin Amerikan'ın ticaret kanununa uygun olduğuna elbette şüphe yok ama yazılımı kullanmak için (bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) Küba, İran, Kuzey Kore, Suriye veya Sudan'da yaşamadığınızı ve hatta yazılımı doğrudan veya dolaylı bir şekilde oralara ulaştırmayacağınızı beyan etmek insanlığın hangi kanununa uygun?

Tekrar ilk fotoğrafa bakın ve sadece beyazların oturabildiği banklara oturan beyazlar hakkında ne düşündüğünü aklınıza getirin. Az önce siyahilerin oturamadığı banklara ben de oturmam diyordunuz siz de. Peki bin yıldır yanı başımızda yaşayan İranlı kardeşlerimizin kullanamadığı yazılımları kullanıyor olmanın bundan ne farkı var? Yarın Amerika ile aramız kötü olursa bu yazılımları kullanamayacak olmak bir yana konunun nasıl bir ayrımcılık içerdiği herkes için çok açık olmalı.

Sadece beyazların ön koltuklarına oturabildiği otobüsleri kullananlara 'nasıl oldu da kullanabildiniz o otobüsleri?' diye sorabilseydik muhtemelen "başka alternatif yoktu, mecburdum" cevabını alacaktık. Güney Afrika Cumhuriyetinde neler yapılabilirdi ayrı bir yazının konusu ama şurası bir gerçek ki siz mecbur değilsiniz. Özgür yazılımlar herkesin özgürce kullanabileceği seçenekleri sunuyor hepimize.

Önünüzdeki iki otobüs arasında seçim yaparken ikisinin konforunu veya hızını değerlendirme aşamasına geçmeden önce birine sizin gibi olmayanların binemediğini düşünüp öyle seçim yapın. Sıra eğer konforu karşılaştırmaya gelirse özgür yazılımlar bu rekabete çoktan hazırlar.

1 Mart 2016 Salı

Yazdığınız kodu GPLv3 ile nasıl lisanslarsınız

Bir program geliştirdiğinizde onu bir özgür yazılım lisansıyla lisanslamanız kamunun ondan en büyük faydayı sağlamasına imkan verecektir. Özgür yazılımlar kullanımı, dağıtımı, değiştirilmesi ve değiştirilmiş halinin dağıtılması konusunda kısıtlama getirilemeyecek yazılımlardır. Son zamanlarda yazılımlarını GPL ile lisanslamak isteyen ama bunu nasıl yapacağını pek bilemeyenlerin sayısının hiç de az olmadığını görüyorum. Aslında yapılacak işlem basit olmasına rağmen bir programın GPLv3 ile nasıl lisanslanacağını kısaca özetlemek istiyorum.

En güvenlisi aşağıdaki ifadelerin her kaynak dosyanın başlangıcına eklenmesi:

   (programın adını ve ne yaptığını özetleyen bir satır.)
   Copyright (C) (yıl) (yazarın adı)
   This program is free software; you can redistribute it and/or modify
   it under the terms of the GNU General Public License as published by
   the Free Software Foundation; either version 3 of the License, or
   (at your option) any later version.
   This program is distributed in the hope that it will be useful,
   but WITHOUT ANY WARRANTY; without even the implied warranty of
   MERCHANTABILITY or FITNESS FOR A PARTICULAR PURPOSE.  See the
   GNU General Public License for more details.
   You should have received a copy of the GNU General Public License
   along with this program; if not, write to the Free Software Foundation,
   Inc., 51 Franklin Street, Fifth Floor, Boston, MA 02110-1301  USA

Birden çok dosyadan oluşan programlar için lisanstaki "this program" ifadesini programın adıyla değiştirmek ve lisans bilgisinin başlangıcına “This file is part of NAME” ifadesini eklemek daha uygun olacaktır. Her kaynak dosyanın en azından "copyright" ifadesini içeren satırı ve diğer uyarı mesajlarının nerede bulunacağı bilgisini içermesi gerekir. Kaynak kodla birlikte COPYING veya LICENSE isimli bir dosyada GNU Genel Kamu Lisansının bir kopyasını dağıtmanız gerekmektedir. Geliştiriciye ulaşmak için bir eposta adresi eklenmesi de son derece önemlidir. Yazdığınız program konsoldan kullanıcıyla etkileşime giriyorsa ilk çalıştırıldığında aşağıdaki gibi bir uyarı mesajı vermelidir:
   Gnomovision version 42, Copyright (C) yıl  yazarın adı
   Gnomovision comes with ABSOLUTELY NO WARRANTY; for details type `show w.
   This is free software, and you are welcome to redistribute it
   under certain conditions; type `show c' for details.
Buradaki show w ve show c ifadeleri yerine programda uygun karşılıklar nelerse onların yazılması gerektiğini de vurgulamış olalım. Eğer programınız bir grafik arayüze sahipse bu bilgileri Hakkında bölümünde görüntülemelisiniz. GNU Genel Kamu Lisansı programınızın sahipli bir yazılımın içinde kullanılmasına izin vermez. Eğer yazdığınız kod sahipli yazılımların da bağlanmasını istediğiniz bir kitaplık ise onu GNU Kısıtlı Genel Kamu Lisansı ile lisanslamayı düşünebilirsiniz.

7 Ocak 2012 Cumartesi

Kitapların lisansları

Yazılımların nerede, nasıl kullanılabilecekleri, dağıtım ve kopyalamalarının nasıl yapılacağı ile ilgili kısıtlamalar getirilebildiğini biliyoruz. Elbette bu kısıtlama ifadeleri yanlızca yazılımlarla sınırlı değil. Geçen gün 'Yeni Kamusal Mal: Özgür ve Açık Kaynak Kodlu Yazılım' isimli kitabın iç kapağındaki kısıtlama dikkatimi çekti. İçinde Genel Kamu Lisansı'nın Deniz Akkuş tarafından yapılan çevirisi de bulunmasına rağmen yazarın yazılı izni olmadan alıntı yapılmasının yasak olduğu yazıyordu. Bunun üzerine hala elimden çıkaramadığım kitaplığımda kısa bir araştırma yapayım istedim. Diğer kitaplarda bulduğum kısıtlama bilgilerini aşağıdaki gibi sınıflandırmak mümkün görünüyor.

  • Hiç bir kısıtlama metni içermeyenler
Bunlar kitapların çoğunluğunu oluşturuyor. Yayınlanma tarihleri eskiye gittikçe kısıtlama metinlerinin daha seyrek yeraldığını görmek mümkün. Otuz kırk yıl önceki kitapların çok azında böyle ifadeler var. Bir çoğunda yayın haklarının kime ait olduğu bilgisi bile yok. Bazılarında hangi matbaada basıldığı, nerede dizildiği bilgileri var, o kadar. Bunlar o kadar çok ki örnek vermek manasız olacak.
  • Sadece yayın haklarının kime ait olduğu bilgisini içerenler
Bu gruptaki kitaplarda yayın hakkı kime ait bilgisi var sadece. Ahmet Hamdi Tanpınar'ın 'Beş Şehir' kitabının kapağında şu ifade var sadece:
Beş Şehir'in yayın hakları Dergah Yayınları'na aittir.
Ingvar Ambjørnsen'nin Beyaz Zenciler kitabında biraz daha fazla detay var:
Bu kitabın yayın hakları yazar tarafından Ayrıntı Yayınları'na iki adet lületaşı pipo karşılığında verilmiştir. 
İlk iki gruptaki kitapların yayıncıları, yayın hakkı sahipleri yasaların kendilerine sağladığı hakların dışında birşey istemiyorlar. Hatta bazılarının sahip oldukları bu hakları bile çok önemsemediklerini kabul etmek hatalı olmayacaktır. Yasal hakların dışında bir şey talep etmelerinin imkanı olup olmaması ayrı bir tartışma konusu tabi.
  • Yaşasın FOTOKOPİ
Bu kategoride benim bildiğim/bulabildiğim kitap yayınlayan tek yayınevi Altı Kırkbeş. Bütün kitapların kapaklarında aşağıdaki ifade var. Ben J.R.R. Tolkien'in Güç Yüzüklerine Dair kitabından alıntılıyorum:
Bu çevirinin tüm haklarını sahiplendik. Tanıtım alıntıları dışında -makul boyutlarda- izinsiz çoğaltılması ahlak kurallarına ve yasalarımıza göre aykırı sayılmaktadır. Böyle bir harekete kalkışmak istediğinizde önce bize sorarsanız uygar dünya adına seviniriz.
P.S.: Tüm fotokopi fanzinler, yukardaki açıklamadan bağımsızdır. Onlar istedikleri altıkırkbeş kitabını veya metnini çoğaltabilir, bozup yeniden yaratabilir. Okurlarımızı yasal dergileri değil "fotokopi fanzinleri" izlemeye çağırıyoruz. Onlar sizi uçurumdan aşağı itecek güce sahiptirler ve uçmayı öğrenmenin zamanı geldi. Yaşasın FOTOKOPİ, Yaşasın KAOS.
Okumaya alışık olduğumuz soğuk ve kısıtlayıcı metinlerin çok dışındaki bu ifadeler sadece elinizde tuttuğunuz kitabı ve yayınevinin diğer kitaplarını değil başka türlü bir hayat tarzına işaret etmektedir. 
  • Yardım etmeye çağıranlar
Bunlara örnek olarak Aziz Nesin'in Pırtlatan Bal kitabınından alıntı yapıyorum:
BU KİTABIN TELİF HAKLARI NESİN VAKFININDIR.
Aziz Nesin, Türkiye'de ve başka ülkelerde yayınlanacak kitaplarının, sahnelenecek oyunlarının, filme alınacak eserlerinin, iç ve dış radyo ve televizyonlarda temsil ve yayınlarından elde edilecek telif haklarını tümüyle NESİN VAKFI'na bağışlamıştır. NESİN VAKFI'nın amacı vakfın yurduna her yıl alınacak dört kimsesiz ve yoksul çocuğu, ilkokuldan başlatarak yüksek okulu, meslek okulunu bitirinceye ya da bir meslek edininceye dek, her türlü gereksinimlerini karşılayarak barındırmak, yetiştirmektir. NESİN VAKFI'nın senedi gereğince, bu vakfın amacına uygun olmak koşuluyla, her dileyen her türlü yardım, katkı ve bağışta bulunabilir.
İsteyenlere şu adresten Nesin vakfı broşürü gönderilir.
Burada sadece neleri yaparsanız telif ücreti ödemeniz yerektiği anlatılmamakta, vereceğiniz paranın nereye harcanacağı da belirtilmektedir. Buradaki hedefin yasaların yeterince koruyamadığı hakların insanların ikna edilmesiyle bir nebze de olsun korunabilmesinin sağlanması olduğunu tahmin ediyorum.
  • Alıntı yapılamaz
Buradan sonra kısıtlama ifadelerini görmeye başlıyoruz. Bunlarının en kısaları sadece alıntıya izin vermeyenler. Sadece bu uyarıyı yazanlar izinsiz çoğaltmanın öntanımlı yasal hakları olduğunu düşündüklerinden çoğaltma ile ilgili bir şey yazmaya gerek görmemiş olmalılar. Barış Tut'un Kocaman Bir Adam kitabında sadece şu ifade var:
Yayıncının yazılı izni olmaksınız herhangi bir alıntı yapılamaz.
1974 yılında yayınlanmış Paul Baran'ın Büyümenin Ekonomi Politiği kitabında da aynı manaya gelebilecek şu ifade var:
Türkiye'de yayın hakkı dr. ergin günçe'ye aittir, izin alınmadan kısmen de yayınlanamaz.
IDEA yayınlarından çıkan Felsefe Tarihi'nde ise içeriğe uygun bir ifade var:
Tüm hakları saklıdır. Bu kitabın hiçbir bölümü yayımcının ön izni olmaksızın yeniden üretilemez.
Kitap yayınlamanın da bir üretim, emek işi olduğu vurgusu var burada.
  • Kısa alıntıya izin var ama çoğaltılamaz
Kitabın tanıtılması için kısa alıntı yapılmasına engel olmamak bence çok mantıklı. Zaten kim koca kitabın tamamını alıntı diye yayınlamaya kalkar ki? Sabahattin Kudret Aksal'in Öyküler kitabında bu kısıtlama şu şekilde yeralıyor.
Tanıtım için yapılacak kısa alıntılar dışında yayıncının yazılı izni olmaksızın hiçbir yolla çoğaltılamaz.
Bir dönem çok moda olan bu kısıtlamanın yayınevlerinin değişen polikitaları gereğince dönem dönem değişiklik geçirdiğini de not edeyim. Örneğin Robert Musil'in Niteliksiz Adam'ının birinci cildi 1999'da yayınlandığında böyle bir metin içermemesine rağmen 10 yıl sonra çevrilen ikinci cildinde bu ifade mevcut. Burada çoğaltma yöntemlerinin detaylarına girilmediğini sadece hiçbir yolla diyerek geçildiğini görüyoruz. Biraz aşağıda daha detaylı kısıtlamalar göreceğiz.
  • Görsellere de izin yok
Bu kısıtlama görsel içeren kitapların bazılarında var. Süleyman Sevinç'in Tübitak popüler bilim kitapları serisinden çıkan Enigma'ında şöyle diyor:
Bu yapıtın bütün hakları saklıdır. Yazılar ve görsel malzemeler, izin alınmadan tümüyle veya kısmen yayımlanamaz.
Kitaptaki görsellerin tamamı başkalarından izin alınarak kullanıldığından yayıncı bu ilave uyarıyı yapması gerektiğini düşünmüş olmalı. Burada metin ve görseller birbirinden ayrı düşünülmeye başlanmış oluyor.
  • Çevirisi de yasaktır
Bazı telif eserlerde görebildiğimiz bu ifade yayımcının sadece yurt içinde değil, tüm dünyadaki baskılar için izin istediğini anlatıyor. Abdurrahman Demirtaş'ın Ansiklopedik Matematik Sözlüğü adlı kitabın iç kapağında şunlar var:
Bu eserin tüm hakları BTK; Bilim Teknik Kültür Yayınlarına aittir. KTK Yayınlarından yazılı izin alınmadan kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz; teksir, fotokopi, baskı veya herhangi bir şekilde çoğaltılamaz ve tercüme edilemez.
Kitabın bir ansiklopedi olduğu göz önüne alındığında kısmen tekrar edilmemesinin imkanı yoktur gibi görünüyor. Hele başka diller de hesaba katılınca çok sayıda ihlal bulunabilir gibi geliyor bana.
  • Depolanması yasaktır
En çılgın yasaklardan biri bu bence. Ziya Baran'ın 30. baskısını yapmış Başarıyı Keşfedin kitabında bu ilginç kısıtlama var:
Bu kitabın tamamının ya da bir kısmının, kitabı yayınlayan şirketin önceden izni olmaksızın, elektronik, mekanik, fotokopi ya da herhangi bir kayıt sistemi ile yayımlanması ve depolanması yasaktır.
Depolanması nasıl kontrol edilir, niye yasaktır anlamak çok zor. Elimiz değmişken bunu da yasaklayalım demişler herhalde.
  • Derlemeye almak ve sese dönüştürmek yasaktır
Şiir ve hikaye kitaplarına getirilmek istenen yasaklardan biri seçkilere ve antolojilere alınmasının yasak olması. Murathan Mungan'ın Mırıldandıklarım kitabında bu yasak şu şekilde ifade edilmiş:
Kitaptaki şiirlerin herhangi bir derleme ya da antolojide yer alması, kasete okunması, yabancı dile çevirisi ve her tür benzeri kullanımı yazarın iznine bağlıdır.
Getirilmek istenen bu yasakların yeniden üretimin ticari olup olmaması arasında ayrım yapmaması dikkat çekici bir nokta. Bir şairin şiirlerini ancak onun kitaplarından okuyabilmek oldukça kısıtlayıcı bir durum elbette. Günümüzde böyle bir kısıtlamayı kendi kitabına koyan kişi ancak kendini kandırmış olur. Pratikte facebook ve twitter'da yapılan paylaşımlar için izin alınması söz konusu olamaz herhalde.
  • Üretimi yasaktır
Kitapta yazılanları uygulayıp bir üretim yapmanın önüne geçilmek istediği kitaplarda var benzer uyarılar. İbrahim Adnan Saraçoğlu'nun Bitkisel Sağlık Rehberi'nde 
Bu kitabın her türlü yayın hakkı, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu gereğince, Prof.Dr. İbrahim Adnan Saraçoğlu'na aittir. Eser sahibinin, yazılı izni olmaksızın hiç bir yolla çoğaltılamaz ve kaynak gösterilerek dahi alıntı yapılamaz ve de kullanılamaz. Bu kitapta yayınlanmış olan bilgiler ve bitkilerin hazırlama ve hazırlandıktan sonraki  tüketim şekilleri de uzun araştırmalar sonucunda ortaya konmuş orjinal nitelikte yeni bilgiler ve buluşlardır. Tüm orjinal nitelikteki yeni bilgiler, üçüncü şahıslar tarafından üretim, reklam ve tanıtım amaçlı olarak dahi, eser sahibinin yazılı izni olmaksızın kesinlikle kullanılamaz.
Bu kısıtlamalardan sonra nane-limon hazırladığınızda bile yazanların dışına çıkmış oluyorsunuz aslında. Hem madem kimsenin uygulamasını istemiyorsunuz veya kullanmak için özel tecrübe gerekiyor, bu kitap niye yayınlanıyor anlamak mümkün değil. 
  • İşlenilemez ve kullanılamaz
Nazım Hikmet'in bütün kitaplarını yayınlamış olan Adam Yayınlarının uyarısı şöyle:
Nazım Hikmet'in tüm yapılarının Türkiye'de yayın ve temsil hakları Anadolu Yayıncılık A.Ş.'nindir. Anadolu Yayıncılık A.Ş.'den yazılı izin alınmadan Nazım Hikmet'in hiçbir yapıtı parça ya da bütün olarak yayımlanamaz, tiyatro, film ya da radyo ve televizyona uyarlanamaz ve başka biçimlerde işlenemez ve kullanılamaz.
Bu ülkenin en önemli edebiyatçılarından birinin eserlerinin kullanımı ölümünden neredeyse elli yıl sonra bile bir şirketin iznine bağlı olması kötü bir şaka gibi. Yakın zamanda Yapı Kredi Yayınları bu hakların hepsini satın aldı. Durumun vahameti hakkında A. Murat Eren'in yazısına göz atmak isteyebilirsiniz.

Bu kısıtlama heveslerinin neredeyse hepsi yayıncılara ait. Çok az durumda yazarın duruma müdahalesi var. Aslında yazara sorulsa o en geniş kitlelere ulaşabilmek için en kısıtlamanın olmasını tercih edecektir muhtemelen.

Yayımcıların özgür yazılım dünyasından öğrenecekleri çok şey var. Ticari olarak yeniden üretimin izne bağlı olması, aksi durumlarda türetmeye ve dağıtmaya izin verilmesi yakın gelecekte daha fazla karşılaşacağımız bir tavır olacak.

30 Mart 2010 Salı

Artık debian paketlerinin EAP/TLS/TTLS/PEAP desteği var

Daha dün OpenSSL'in 1.0.0 sürümü çıkmışken bugün de lisansıyla ilgili bir şeyler yazayım. Tam iki yıl önce eduroam'a dahil olabilmek için freeradius kurmaya çalışırken OpenSSL lisansının GPL ile problemlerinden dolayı bayağı uğraşmış ve sonunda kendi deb paketlerimi yapıp öyle kullanmaya başlamıştım. Aradan geçen bunca zamandan sonra ara ara paketleri güncelliyordum ama 2 Ocak tarihli güncellemeyi kaçırmışım. Tabi GPL'de veya debian politikasında bir değişiklik olmamış, OpenSSL lisansına aşağıdaki istisna eklenmiş ve artık freeraidus paketleri (olması gerektiği gibi) OpenSSL destekli dağıtılıyor.
This LICENSE file is a modification to the main LICENSE file, which is
GPLv2. It applies only to the files in the "src" directory.

In addition, as a special exception, the copyright holders give
permission to link the code of this program with the OpenSSL library,
and distribute linked combinations including the two.
You must obey the GNU General Public License in all respects
for all of the code used other than OpenSSL. If you modify
file(s) with this exception, you may extend this exception to your
version of the file(s), but you are not obligated to do so. If you
do not wish to do so, delete this exception statement from your
version. If you delete this exception statement from all source
files in the program, then also delete it here.

Henüz stable depoya girmemiş olsa da testing deposundan paketleri alıp kullanmak mümkün. Akıllı davranıp bu düzenlemeyi yapanlara teşekkürler. Bu mevzu da benim için kapanmış oldu böylece.

OpenSSL 1.0.0


11 yıldan uzun süren bir geliştirme süresi sonunda OpenSSL'in 1.0.0 sürümü duyuruldu. 1998'deki ilk sürümü de 0.9.1c olan OpenSSL bazı kısıtlamalarla ticari ve ticari olmayan amaçlar için (iki farklı lisans ile) kullanılabiliyor. FSF'nin de kullanılmasında bir sakınca görmediğini (debian hariç pek az kimse ilgilense de) yazmakta fayda var.

Kararlı sürümünü uzun sürede çıkaran yazılım denildiğinde aklımıza eskiden Wine geliyordu, artık OpenSSL de var. Resmi geliştirici sayısının 11 olduğunu düşününce küçük bir ekiple verilecek desteğin bile ne kadar anlamlı olacağı görülebilir. Sonradan "önceden söylemiştik" diye link verebilmek için buraya not düşeyim.

Henüz resmi yansılar arasında listelenmese bile (az önce yazdım yansı olmak için) bir OpenSSL yansısı da şurada var.

13 Eylül 2009 Pazar

alıntılama, çoğaltma ve kopyalama üzerine

Eskiden okuduğum kitapların iç kapağındaki kısıtlamalara dikkat etmezdim. Kapağı tasarlayanı filan okurdum da şunu, bunu yapamazsınız türünden kısıtlamalara bakmazdım pek. Farklılığıyla dikkati çekmemesi mümkün olmayan harika yayınevi Altıkırkbeş'i saymazsak tabi. Altıkırkbeş kitaplarında aşağıdaki uyarı (!) yer alırdı:
Bu çevirinin tüm yayın haklarını sahiplendik. Tanıtım alıntıları dışında -makul boyutlarda-
izinsiz çoğaltılması ahlak kurallarına ve yasalara göre suç sayılmaktadır. Böyle bir harekete
kalkışmak istediğinizde önce bize sorarsanız uygar dünya adına seviniriz*

P.S.:Tüm fotokopi fanzinler yukarıdaki açıklamadan bağımsızdırlar. Onlar istedikleri ALTIKIRKBES
kitabını veya metnini çoğaltabilir, bozup yeniden yaratabilirler. Okurlarımızı yasal dergileri
değil "fotokopi fanzinleri" izlemeye çağırıyoruz. Onlar sizi Uçurumdan aşşağıya itecek güce
sahiptirler, ve uçmanın zamanı geldi. Yaşasın FOTOKOPİ, yaşasın KAOS.

Neyse konuyu dağıtmayayım.Bugün okumaya başladığım kitabın iç kapağında yazan aşağıdaki ifade bence üzerinde düşünmeye değer:
Her türlü yayım hakkı ... Yayıncılık'a aittir. Bu kitabın baskısından 5846 ve 2936 sayılı
Fikir ve Sanat Eserleri Yasası Hükümleri gereğince alıntı yapılamaz, fotokopi yöntemiyle
çoğaltılamaz, resim, şekil, şema, grafik vb.ler Yayınevinin izni olmadan kopya edilemez.
Şimdi yukarıdaki uyarıyı yazan yayınevinin sahipleri, çalışanları bunun en doğal hakları olduğu konusunda eminim en ufak bir şüpheye bile sahip değillerdir. Muhtemelen kitabın ingilizce aslının telif haklarına sahip firmaya gerekli ödemeyi yapmışlar, Türkçeye çevrilmesi için bir çevirmenle anlaşmışlar, bir matbaada kitabı bastırmışlardır (ne kadar bilmediğim teferruat gerekiyorsa yapılmıştır). Bir sürü yere para ödediklerine göre, başkasının kitaplarını değil kopyalamak, içindekileri alıntılamak konusunda bile nasıl hakları olacağını düşünmüyorlardır. Bu kadar emekten bedava yararlanmak nasıl mümkün olabilir ki diyorlardır, kullanmak istiyorsan gereğini yapmalı, parayı vermelisin. Siz de mi öyle düşünüyorsunuz? Öyleyse şöyle bir zihin deneyi yapalım:

Ben bir şiir kitabı yayınlamış olayım. Kitap 1 sayfalı olsun. İçinde de 1 şiir olsun. Şiir de 1 mısra olsun. O mısrada da 1 kelime olsun. Örneğin; hayır (daha yaratıcı olabilir, daha farklı şiirler yazabilirsiniz;)). Şimdi bu kitabın kapağına yukarıdaki kopyalayamazsınız, alıntılayamazsınız kısıtlamalarını içeren ifadeleri de yazmış olayım. Daha ileri gitmeden buraya kadar olan kısma itirazlarınızı cevaplayayım:
  • Tek sayfalık kitap olur mu? 1 Kasım 2005'te yazmıştım. 3 sayfalık bir ebook (ön ve arka kapağı çıkarsanız 1 sayfa kalıyor) Amazon'da 595$'a satılıyordu. Şiir kitapları teknik kitaplardan daha radikal olma şansına sahip olduklarından bir sayfalı bir şiir kitabı elbette olabilir.
  • Tek şiirlik kitap olur mu? Herhalde başka bir sürü örneği vardır ama Memleketimden İnsan Manzaraları; tek şiirlik bir kitaptır. Biraz uzundur (yaklaşık 20000 mısra) ama tek şiir vardır koca kitapta.
  • Bu kadar kısa şiir olur mu? Şiirin uzunluğuyla ilgili bir kısıtlama yok biliyorsunuz. Çok uzun şiirler olduğu gibi oldukça kısa olanları da var. Örneğin Can Yücel'in HIYARARŞİ isimli şiiri şöyle:
    Hıyar diyorum
    Yoo, ben turşuyum diyor
    6 kelimeden olur ama 1 kelimeden olmaz diyenler şiir kitabımı almasınlar ;)
Bütün bu şartları sağlayan kitabımdan izinsiz alıntı yapamayacağınızı, kopyalayamayacağınızı düşünebiliyor musunuz?

Peki bu saçma durumu farketsem ve ticari olmayan kullanımlara izin versem, ticari kullanımlar için yine izin gerekir desem daha az mı acayip bir durum oluşur acaba?

Biraz daha ileri düşünceli olsam ve halka açık (kaynak kodu açık gibi) eserlerde kullanıma baştan izin versem ama muska gibi (kapalı kaynak kodlu gibi) kullanılmasını izne tabi tutsam nasıl olurdu? Daha mı mantıklı, daha mı anlaşılır olurdu?

Ya da ben bu kitabı yayınlayınca meren geride kalmayıp (bilirsiniz kalmaz ;)) benzer özelliklere sahip hayır olmaz şiirini içeren bir kitap yayınlasa onu benim eserimi aynen alıp üzerine ekleme yapıp yayınladığı için suçlayabilir miyim? Veyahutta uğur bu şiirimi benden izinsiz bestelese?

Peki bu saçmalığa neden olan şey ne? Şiirlerimin sayısı mı? Öyle ise bu şiiri çok sayfalı bir kitabın içinde düşünelim. Sonuçta yine eserimin bir bölümü aynen alınıp kullanılmış olmuyor mu? Şiirin tek kelimelik olması mı? Kelime sayısını artırmanın da bir çözüm olmayacağını kolaylıkla farkedeceksiniz.

Bu saçmalığa neden olanın zaten kamu malı olan şeylerin sahiplenilmeye çalışılması olduğunu düşünüyorum. Kim, nasıl kelimeleri, notaları, harfleri sahiplenebilir?

5 Kasım 2008 Çarşamba

Lisansları okuyalım, öğrenelim

Neredeyse hiç bir lisans sözleşmesi okunmadığından, benim gözlemlediğim kadarıyla, özgür yazılım lisansları da okunmuyorlar. Bunda lisans metinlerinin Türkçe çevirilerinin bulunmamasının da etkisi var bence. Deniz Akkuş'un yaptığı GPL ve LGPL çevirilerinden başka (onların da yenileri sürümleri çıktı) pek az çeviri vardır herhalde. Bu kadar kritik öneme sahip belgelerin bile çevrilmemiş olmaları aslında oldukça şaşırılacak bir durum, çünkü çokça kullanılıyorlar. Elbette bağlayıcı olan lisans metinlerinin asılları ama bilgilendirme açısından Türkçelerinin de mutlaka bulunması gerekli. Özellikle GFDL ve CC lisanslarını kullanan bu kadar site, wiki filan varken çevirilerin olmaması daha şaşırtıcı. Ben açıkçası bu lisansları kullananların önemli bir kısmının lisans metnini okumadıklarını düşünüyorum.

Özellikle GFDL ile ilgili bir küçük uyarı yapmak istiyorum. Belgenin aslına bu adresten ulaşıp bakalım. Bu uzun lisansı okumaya sabrı olmayanlar(!) için ben son kısmı buraya alıntılayayım. Bu bölüm Bu Lisansı kendi belgelerinize nasıl uygularsınız başlığını taşıyor:

To use this License in a document you have written, include a copy of the License in the 
document and put the following copyright and license notices just after the title page:

Copyright (c) YEAR YOUR NAME.
Permission is granted to copy, distribute and/or modify this document
under the terms of the GNU Free Documentation License, Version 1.3
or any later version published by the Free Software Foundation;
with no Invariant Sections, no Front-Cover Texts, and no Back-Cover Texts.
A copy of the license is included in the section entitled "GNU
Free Documentation License".


Bunun anlamı eğer yazdığınız bir belgeyi GFDL ile lisanslamak isterseniz lisans metnini belgenize bir bölüm olarak eklemeniz gerekiyor. Yani sadece bu belge GFDL ile lisanslanmıştır yazmak yeterli olmuyor.

Bunu da günün ipucu olarak yazmış olayım.

Yazan, Yöneten ve Oynayan aynı kişiyse o tiyatroya gitmeyin

Elbette her genelleme gibi bunun da bazı istisnaları var ama istisna olmadan genelleme zaten yapılamaz.   Oldukça uzun zamandır yerli ve yab...