25 Mart 2012 Pazar

Pardus'un Yarını Çalıştayının ardından - 2

Öğleden sonra oturumu tamamen 'sorun belirleme çalışması'na ayrılmıştı. TÜSSİDE'de her yapılan etkinlik için uygulanan; herkesin post-it'lere başlıklar yazması ve sonra bunların değerlendirilmesi yöntemini uygulamayı denediler. İki yıl önce yapılan Pardus Zirvesinde de aynı acayip şey denenmişti. Sorunları daha önce forumlarda, bloglarda, bugzilla'da o kadar çok yazmış, o kadar farklı yerde konuşmuştuk ki bu öneriye büyük direnç gösterdik. Yaklaşık bir saat süren bir inatlaşmanın sonunda Ahmet hocanın müdahalesiyle bu badireyi atlattık. Bunun ardından Pardus hakkında sorun olarak dile getirilen konuları 1 ile 5 arasında değerlendirmemiz istendi. Aşağıda salonda yapılan değerlendirme sonuçlarının bir görüntüsü var.
Projenin en önemli sorununun 'başarısız proje yönetimi' olarak çıkmasına şaşırmadım ben. Nasıl takım kazandığında teknik direktör omuzlarda taşınıyorsa, kaybedince onun başarısız sayılması işin doğası zaten.

PiSi paket yönetim sistemi projenin en çok eleştiri aldığı konulardan bir diğeri oldu. Diğer dağıtımların çoktan çözdükleri sorunları yeniden çözmeye çalışmak elimizdeki sınırlı kaynağın gereksiz yere harcanması oluyor yönünde uzunca konuşuldu. İşin doğrusu deb ve rpm'nin yapamadığı neyi pisi yapıyor (veya daha iyi yapıyor) ve bunun için harcanan emeğe değiyor mu soruları tatmin edici cevaplar da verilemedi. Özellikle Pardus ve Ubuntu depoları arasında muazzam büyüklük farkı ne zaman kapanır, kapanmamasına karşılık önde olduğumuz hangi konu var en çok dile getirilen konulardı. Maddog her söz alışında emeği boşa harcamayın uyarısında bulundu. Pardus'u sürdürmek yerine bir başka dağıtıma destek olmak, onu daha iyi hale getirip kendimiz de kullanmak önerisi getirilmesine rağmen yandaş bulamadı.

Sorunlarla ilgili konuşmaların arasında Ahmet hocaya Kurumsal ve Bireysel sürümlerin akibetinin ne olacağı da soruldu. TÜBİTAK'ın yaptığı sözleşmeler gereği Kurumsal sürümün mutlaka devam edeceğini hepimiz zaten tahmin ediyorduk. Ahmet hoca bireysel sürümü de devam ettirmek istediklerini ama bunu önceden devam eden yöntemle yapmak istemediklerini söyledi. Yapılacak işlerin bir kısmını topluluğa, bir kısmını da özgür yazılım şirketlerine yaptırabileceklerini söyledi. Zamanında Erkan Tekman'la da konuştuğumuz TÜBİTAK'ın özgür yazılım projelerine destek olması konusunu Ahmet Kaplan'a da sordum ve bu konu üzerine çalıştığını hatta işlemlerin imza aşamasına geldiğini söyledi. Bu konu hakkında daha uzun yazacağım.

Hepimiz gibi Ahmet Kaplan da proje ile ilgili yapılması, değiştirilmesi gereken çok şey olduğunun farkında. Onun aklından geçenler bizimkilerle aynı mı, onu yakında göreceğiz elbette ama kendisinin söylediklerini maddeler halinde şöyle not aldım:

  • TÜBİTAK özgür yazılımlara desteğini arttırarak devam ettirmek istiyor.
  • Pardus projesinin çok daha yetkin hale getirilmesi ve paket sayısının arttırılması hedefleniyor.
  • Türkçe desteğini en iyi sağlayan işletim sisteminin Pardus olması hedefleniyor.
  • Donanım sürücüsü problemlerinin en aza indirgenmesi planlanıyor. Bunun için bir genelge ile kamunun donanım alımlarında linux sürücüsünün sağlanmasının zorunlu olması konuşuldu.
  • Pardus'un sadece masaüstü kullanıcıları hedefleyen bir ürün olması yerine, sunucu, sanallaştırma ve bulut teknolojisi gibi konulara da eğilmesinin önemli olduğu düşünülüyor.
Pardus ile ilgili eleştirilerin en öne çıkanı karar süreçlerine dışarıdan katkı alınmamasıydı. Yeni yönetim elindeki yetkleri sonuç bildirisinde de yazılan bir kurul ile paylaşmak ve bir ortak akılla hareket etmek istediğini beyan etti. Bu çabayı çok önemli buluyorum. Camia Zirvesinde de adı geçen ama uygulamaya geçmeyen PATİK tamamen TÜBİTAK çalışanlarından oluşuyor ve pratikte bir yetki devri içermiyordu. Bu konu hakkında bir sonraki yazımda daha fazla şey yazacağım.

Konuşulan bir diğer konu da Pardus bilgisinin yeterliliğini gösteren bir sertifika verilmesi ve Pardus eğitimi konusuydu. Bu konuda da yeni bir sertifika icat etmek yerine belki lpi sertifikasının kullanılabileceği konuşuldu ama paramız yurt dışına gidecekse olmasın diyenler de oldu. Yeni bir eğitim programı hazırlanması beraberinde eğitimcilerin eğitimi ve müfredat hazırlığı gibi ek konuları da getiriyor elbette.

Birinci gün bittiğinde hepimizin aklında Pardus'un bitmediği vardı ama nasıl devam edeceğini de tam anlayamamıştık. Bütün akşam farklı gruplar halinde n'olacak bu Pardus'un hali diye konuştuk.

16 yorum:

  1. Necdet Yücel diyor ki:

    "Camia Zirvesinde de adı geçen ama uygulamaya geçmeyen PATİK tamamen TÜBİTAK çalışanlarından oluşuyor ve pratikte bir yetki devri içermiyordu."

    Neyse ki söz uçuyor ve yazı kalıyor...

    Birinci kısım:

    "2 ya da 3 yıl süre ile görev yapacak PTK'da
    *geliştiricilerin kendi aralarında seçtiği 2 üye,
    * TÜBİTAK UEKAE tarafından seçilen bir sürüm yöneticisi (mevcut ya da eski),
    * TÜBİTAK UEKAE tarafından seçilen bir ana geliştirici,
    * TÜBİTAK UEKAE'nin kurumsal ürün ve sözleşmeli projelerinin gereklerini
    temsilen 1 üye yer alır."

    İkinci kısım:

    "PTK,:
    * Pardus'un teknik açıdan stratejisini belirlemek,
    * sürüm takvim ve özelliklerini, Pardus teknolojileri yol haritalarını
    onaylamak,
    * geliştirici camiası yönetişimi ile ilgili kural ve süreçleri kararlaştırmak,
    * teknik konularda sürüm yöneticileri, ana geliştiriciler, bileşen
    sorumluları, ürün yöneticileri ve TÜBİTAK UEKAE sözleşmeli proje yöneticileri
    arasında oluşabilecek teknik anlaşmazlıkların giderilmesi
    konularında görev yapacaktır."

    kaynak: http://liste.pardus.org.tr/pardus-camia/2010-August/000007.html

    Yorum yapmayacağım, herkes kendisi için yapabilir...

    YanıtlaSil
  2. PTK'da TÜBİTAK çalışanı olmayan kim var hocam?

    geliştiricilerin kendi aralarında seçtiği 2 üye mi? TÜBİTAK UEKAE tarafından seçilen bir sürüm yöneticisi mi? TÜBİTAK UEKAE tarafından seçilen bir ana geliştirici mi? TÜBİTAK UEKAE'nin kurumsal ürün ve sözleşmeli projelerinin gereklerini temsilen 1 üye mi? Bunların hepsi zaten maaşını sizin imzaladığınız insanlar.

    Bir kişi bile kurum dışarıdan değil. Bunları zamanında da söyledik ama...

    YanıtlaSil
  3. Pardus geliştiricilerinin tümü TÜBİTAK çalışanı ise 2 kişi TÜBİTAK çalışanı olacaktır, yok bir zamanlar gurur duyarak söylediğimiz gibi her bir TÜBİTAK geliştiricisi için 3 tane TÜBİTAK çalışanı olmayan geliştirici varsa basit olasılık hesabı ile bu 2 kişi de TÜBİTAK çalışanı olmayacaktır.

    Hatta bu kompozisyonda yalnıza "geliştirici" sözcüğünün geçmesi de Çalıştay'a da katılan Fatih Aşıcı'nın önerisi ve hatta ısrarı ile olmuştur. Fatih Aşıcı, katılımcıların ilettiğine göre tamamen aynı şeyi Çalıştay'da da vurguladı.

    Kural belgeleri yorumla işlemez, tanımla işler.

    İnsanları yanıltmaya devam ediyorsunuz, siz bilirsiniz... Zaman neyin ne olduğunu gösterecek.

    YanıtlaSil
  4. Burada beni yanıltmakla suçlayacağınıza kursaydınız bu kurulu 2 senede de, görseydik kaç kişi dışarıdan olacaktı.

    Yapmadığınız birşeyi yanlış yorumlamakla suçluyprsunuz beni. Elinizi ben mi tuttum? Başka günah keçisi bulun.

    YanıtlaSil
  5. Bireysel sürüm topluluk tarafından sürdürülebilir düşüncesi güzel ama bir zamanlar topluluk bu işe girişecekti, çok konuşuldu, listeler açıldı ama yapılmayan şey ortada. Orada da bu işe girişelim diyen siz değil miydiniz, yanlış mı hatırlıyorum?

    Yazılanlardan anladığım kadarıyla olumlu bir bakış açınız var ve bireysel sürümün topluluk tarafından sürdürülebileceğine inanıyorsunuz. O zaman ile şu anda değişen ne oldu? Zira eğer bu konuda olumlu düşünmüyor olsaydınız eminim ki çalıştayda bu düşüncenizi dile getirirdiniz diye tahmin ediyorum.

    Yanlışsam düzeltin lütfen.

    YanıtlaSil
  6. Tam olarak anlatamadım galiba. Bireysel sürüm sadece topluluk tarafından sürdürülmeyecek. Tübitak bu işe finans sağlayacak ve hem hizmet alımı yapacak hem de projelere destek verecek.

    Benim olmaz dediğim şey Tübitak bu işin içinde yokken sadece topluluk tarafından bir dağıtım sürdürülmesiydi. Olumlu düşünmediğim konularda çokça fikrimi söyledim.

    Toz pembe bir gelecek beklemiyorum doğrusu. Tübitak'ın atacağı adımları görüp ona göre karar vermeyi planlıyorum.

    YanıtlaSil
  7. Yanıtlar
    1. Bu güne kadar paket azlığı dışında hiç sorununu görmedim.
      Ubuntuda sorun çıkaran paketler yok mu.
      OpenSuse de update de bile hata verdi bende.
      Debian ayrı bir konu.
      Pardus her halikarda çakar.
      Pisilemeye devam ,
      İşgücü lazım, yardırırız pisi paketleriyle.

      Sil
    2. Ağzınıza sağlık, aynen katılıyorum. Diğer dağıtımları merak edenler, "kararlılık" denilen şeyin kalesi Debian'da Epiphany'nin nasıl çalıştığını bir kontrol etsinler...

      Sil
  8. Necdet Yücel demiş ki:"Bireysel sürüm sadece topluluk tarafından sürdürülmeyecek. Tübitak bu işe finans sağlayacak ve hem hizmet alımı yapacak hem de projelere destek verecek.

    Benim olmaz dediğim şey Tübitak bu işin içinde yokken sadece topluluk tarafından bir dağıtım sürdürülmesiydi."

    Peki topluluk bu işi götürebilmesi için gerekli olan radikal adımları atacak insanlara sahip mi?

    Demokratik bir yönetime sahip olmak ile bazı şeyler gerçekleşmiyor. Oy kullanacak insanların çok bilinçli, pragmatik, esnek, ufku geniş kişiler olması gerekiyor. Aslında ben projenin başında bu niteliklere sahip bir TUBİTAK görmek isterdim. Bazı durumlarda ne yapacağını bilen tek bir adam demokratik bir yönetime yeğdir. İstediğim niteliklere sahip bir TUBİTAK yönetimini her zaman için, her kafadan yetersiz bir düşüncenin çıktığı demokratik ortama sahip bir topluluk yönetimine tercih ederim ama işin kötü yanı TUBİTAK da o niteliklere sahip değil.

    Pek umutlu değilim ama inşallah TUBİTAK'ın dışarıdan vereceği destek ile topluluk bu işi götürebilir. Kötüyü bekle, iyiyi umut et...

    YanıtlaSil
  9. 3 ü bir araya gelsin bende ekleyeceğim. :)

    YanıtlaSil
  10. Sn.Tekman

    Şu yazdıklarınızı okuyunca içimden "haydi kardeşim, polemik listesine..." demek geldi... Bilmem anlatabiliyor muyum?

    Kullanıcıların tepkilerine karşın (her nedense) Milky simge setinin dayatılması geldi aklıma...

    "Yerel olmadan da evrensel olunabileceği" yumurtası geldi aklıma...

    "Cartman" geldi aklıma...

    Bilmem anlatabiliyor muyum Sn.Tekman...

    Koskoca proje, milyonlarca insana ulaşamadıysa bu tamamen sizin kabahatiniz. Bırakın "bilmemneredeki 2 kişi içeridendi, dışarıdandı" tartışmalarını...

    YanıtlaSil
  11. Bu Projede ne kadar başarısızlık varsa şimdiye kadar bu işin sevk ve idaresini yapanın ve yakın dostlarınındır. Pardusu birkaç geliştiricinin malı gibi hissettirdiniz. İnsanlara hitap edemiyorsanız ne geliştirdiğiniz umrumuzda değil. Sayısız linux dağıtımı olduğunu unutuverdiniz değilmi? Sanki SS sizin geliştirdiğinizi ve dayattığınızı kullanacağız sandınız. Altın Çocuk olarak gördüğünüz kibir abidesi birkaç geliştirici esip gürlediler ve Pardus dibe vurdu.
    Değerli geliştiricileri tenzih ediyorum... Umarım insanlara hitap edilmeye başlarlar artık

    YanıtlaSil
  12. bastan beri bu proje kapatilmali demistim cunku bu tekelci umursamaz halde gidecegi yer belliydi bir ara pardus icin (devletten maas almadan) driver yazmak amaciyla biraz arastirma yapmistim ama muhatab bile bulamiyorduk bir iki kere daha kontak kurmaya ugrastim sonra zaten vazgectim eminim benim gibi cogu kisi de vazgecmistir

    YanıtlaSil

Ayı Dağı - Andrew Krivak

Duvar'da dünyada tek sağ kalan kadının hikayesini okuduktan sonra Ayı Dağı'nda (dünyaya her ne olduysa artık) hayatta kalan iki kişi...