18 Mart 2017 Cumartesi

Kimlik kanıtlamada biyolojik verilerin kullanılması

Güvenli olmayan iletişim kanallarını kullanıp güvenli veri alış verişi yapmak hepimizin isteği. İnternet ve GSM şebekeleri üzerinden yapacağımız haberleşmelerde taraflardan biri olduğumuzu kanıtlamak için kullanıcı adımızın yanında (en az) bir de parola kullanıyoruz. Benzer şekilde banka kartlarımızı yetkisiz bir şekilde eline geçirenlerin de sadece bizim bildiğimiz pin kodunu kartlarla birlikte kullanması gerekiyor. Banka kartlarının diğer kimlik kanıtlama işlemlerinden çok daha az karakterli (4 ile 6 karakter arasında) pin kodlarına izin vermesi ciddi bir sorun oluşturmuyor çünkü deneme yanılma yöntemini kullanmak için çok az (3-4) denemeye izin veriyorlar.

Kırılamayacak parolalar kullanmak gerçekten kolay iş değil (bu konuda daha ayrıntılı bir yazı okumak isteyenlere Murat Demirten'in çok güzel bir yazısını öneririm). Kimlik kanıtlama servisleri bizim iyi parolalar seçmeyeceğimizin farkında olduklarından uzun zamandır başka çözümler peşindeler. İki farklı kanalı kullanarak kimlik kanıtlaması yaptırmak en yaygın kullanılan yöntem. Madem internet bağlantısı güvenli değil, o zaman onu aynı zamanda gsm ile de doğrulamak güvenliği arttırabilir elbette. Tabi biri hem cüzdanınızı hem de cep telefonunuzu ele geçirmişse ve parolalarınızı da biliyorsa veya bulmuşsa bu mekanizmayı da atlatabilir ama tek kanallı kimlik doğrulamadan daha güvenli olduğu da bir gerçek. Konudan biraz uzaklaşıp 'her anahtarın açtığı kilit' haberine bakmak isteyebilirsiniz belki burada ;)

Bir diğer yöntem de kullanıcılara anahtarlığa bile takılabilecek boyutlarda olan ve kısa süreli geçerliliği olan parolalar üretecek cihazlar vermek. Bir dönem bir çok bankacılık sisteminde vardı ama hala kullanılıyor mu bilemiyorum. Cihazın fiziki güvenliğini sağlayabilecekseniz iyi bir çözüm gibi duruyor bu uygulama da.

Hangi yöntemi kullanırsak kullanalım parolalarımızı düzenli aralıklarla yenilememiz saldırganların işini zorlaştıracak bir önlem olacaktır. Aynı anahtarla şifrelenmiş çok sayıda şifreli metin üzerinden yapılabilecek saldırılara bir önlem olacaktır bu işlem. Elbette şifreleme yöntemleri sadece anahtar denemesi yapılarak kırılmıyorlar ama konuyu dağıtmamak için bu konuya girmiyorum.

Kimlik kanıtlamada kullanacağımız parolanın yeniden üretilemez, taklit edilemez bir bilgi olması başta çok cazip görünse de pratikte uygulaması oldukça zor. Parmak izimiz, avuç içi izimiz veya retina görüntümüzün taklit edilemediğini biliyoruz, en azından bugünün bilgisiyle böyle kabul ediyoruz. Durum böyle olunca kapıları açmak için anahtar kullanmak yerine retina taraması yaptırmak veya kredi kartı kullanırken parmak izini okutmak çok parlak bir fikir gibi görünüyor çoğunluğa. Benim çevremde bile cep telefonlarının ekran kilitleri için bile 4 karakterli pin girmek veya bir deseni çizmek yerine parmak izini cihaza okutan çok tanıdığım var.

Peki kimlik kanıtlama verilerimiz nasıl saklanıyor? Yıl 2017 oldu ama hala kullanıcı adı ve karşılık gelen parolayı düz metin olarak saklayan çok fazla yer var maalesef. Eğer bir internet adresi 'parolamı unuttum' linkine tıkladığınızda size parolanızı eposta ile gönderebiliyorsa parolanızı düz metin olarak sakladığından emin olarak o adresten arkanıza bakmadan uzaklaşmanız gerektiğini söyleyebiliriz. Aklı başında olanlar kimlik kanıtlamada kullandığımız verileri veritabanlarında gölgelenmiş, şifrelenmiş olarak saklıyorlar. En kötü senaryo olan saldırganların bu bilgilere ulaşması durumunda bile parolalarımızın gölgelenmiş hallerinin ele geçirilebileceği kabul edilerek güvenlik önlemi alınmış oluyor. Saldırganların hesaplarımıza erişmesi için mutlaka bu gölgelenmiş, şifrelenmiş verileri geri döndürmesi de gerekmiyor çoğu durumda. Bir sözlük atağı ile parolamızı belirlemeleri bir çok durumda mümkün oluyor. Kırılamayan şifreleme yöntemi diye bir şeyin olmadığını aklımızda tutarak bu şifrelenmiş parolaları ele geçirenler karşısında sonsuz güvenliğimiz olmadığını kabul edelim.

İnternet sitelerinde ne kadar önlem alınırsa alınsın parolaların bir şekilde ele geçirilebildiğinin haberlerini hepimiz sıklıkla duyuyoruz. Yahoo'dan Sony'ye varana kadar bir çok şirketin kullanıcı bilgilerini çaldırdığı hakkında haberler okumuş olmalısınız. Hatta bütün vatandaşların TC Kimlik bilgilerinin internetten indirilebilir olduğu haberleri de defalarca yapıldı. Bir sitenin parolaları saldırganlarca ele geçirilmişse mümkün olduğunca çabuk parolalarımızı yenilememizi öneren bir epostalar alıyoruz. Burası çok kritik aslında. Böyle bir eposta alınca '12345' olan parolamızı daha güvenli diyerek '123456' ile değiştirebiliyoruz ama ya ele geçirilen şey parmak izimiz, avuçiçi izimiz veya retina bilgimiz olursa ne yapacağız? Onları değiştiremeyecek olduğumuzu biliyoruz. Eğer kırılan şey bize parola üreten cihaz olsa onun yenilenmişini almak veya parola değiştirmek zaten çok kolay bir şeyler ama değiştiremeyeceğimiz biyolojik verilerimiz başkalarının eline geçtiğinde ne yapacağız? Parmak izimiz çalınınca retina taramasına mı geçeceğiz?

Bizi çaresiz bırakacak bir uygulama olan biyolojik verilerin kimlik kanıtlamada kullanılmasının en kısa sürede önüne geçmek gerekir. Böyle kimlik kanıtlaması yapan hizmetleri kullanmamak, varsa diğer yöntemleri denemek en doğru hareket olacaktır. Bunun ilk adımı olarak telefonlarınıza parmak izi bilginizi kesinlikle vermeyin.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Ayı Dağı - Andrew Krivak

Duvar'da dünyada tek sağ kalan kadının hikayesini okuduktan sonra Ayı Dağı'nda (dünyaya her ne olduysa artık) hayatta kalan iki kişi...