29 Temmuz 2013 Pazartesi

Ne olacak fizik bölümlerinin hali?

ÖSYM her yıl olduğu gibi bu yıl da üniversitelere kaç puanla girildiğini, kontenjanları ve kayıt sayılarını gösteren bir belge yayınladı. Her yıl milyonun üzerinde öğrencinin sınava girdiği bir sistemde üniversitelerde boş kalan kontenjanların bir kısmı tercihlerin uygun yapılamamasından olsa da hangi bölümlere talep olmadığını göstermesi açıcından önemli bir belge bence. 351 sayfalık koca bir kitap olabilecek bu belgenin tümünün analizini yapmak bir blog girdisinin hacminin üzerinde bir iş olursa da bir bölüme kısaca bakmak istedim.

Bu yılın başında Bilim, Sanayi ve Teknoloji bakanı Nihat Ergün'ün "üniversiteler fizikçi değil pastacı yetiştirsin" açıklamasının ardından bu yıl fizik bölümleri ne durumda diye biraz baktım sonuç belgesine.

  • Toplamda 36 üniversitede 38 fizik bölümü var.
  • Sadece İstanbul Üniversitesinde ikinci öğretim var. 
  • 4 özel üniversitede fizik lisans eğitimi veriliyor: Işık, Bilkent, Koç ve Yeditepe.
  • Sadece 9 tane üniversite kontenjanını doldurabilmiş durumda: Boğaziçi, Işık, Bilkent, İstanbul, Koç, Marmara, ODTU, Yeditepe, Yıldız
  • Toplam kontenjan 1058. Kayıt yaptıran öğrenci sayısı 568.
  • 7 üniversitenin fizik bölümlerini hiç kimse tercih etmemiş: Atatürk, Celal Bayar, Cumhuriyet, Gazi (Polatlı), Harran, Muğla, Pamukkale
  • 5'in altında öğrenci alan üniversitelerin sayısı 11: Abant(4), Balıkesir(2), Çanakkale(1), Çukurova(4), Erciyes(3), Osmangazi(4), Fırat(1), Kastamonu(1), Sakarya(5), Süleyman Demirel(1), Yüzüncü Yıl(3)
  • 5 ile 10 arasında öğrenci alan 5 üniversite var: Akdeniz(7), Anadolu(9), Dokuz Eylül(8), Gebze(7), Kocaeli(7)
  • 6 üniversite 10'dan çok öğrenci almış ama kontenjanını dolduramamış: Ankara(19), Ege(23), Gazi(13), İstanbul (i.ö.)(19), İzmir Yüksek Teknoloji(17), Uludağ(11)
  • Toplamdaki doluluk oranı %53 olsa da sadece kontenjanını dolduramamış üniversitelere bakılınca bu oranın %25'e düştüğü görünüyor.
Bu tabloya bakınca gençlerin fizikçi olmaya hiç de hevesli olmadıkları herhalde herkes için çok açıktır. Kaan Öztürk aylar öncesinden bu durumun vehameti hakkında yazdığından ben aynı şeyleri tekrarlamak istemiyorum. Kaan hoca durumu olabildiğince açık özetlemiş, okuyun. Peki, çözüm önerisi nedir diyenler için de yine güzel bir yazısı var.

Sonuç olarak benim diyebileceğim; bu yolun sonu parlak değil maalesef.

23 yorum:

  1. Hocam istatistikleriniz oldukça güzel ancak bundan 2 sene önce kapanmaya başlayan fizik bölümlerini düşününce, aslında tablo çok daha vahim. Bu olaylar Yusuf Ziya Özcan'nın bir açıklaması ile başladı. Hedefte Fizik, Kimya ve Biyoloji vardı. Şuanda inanılmaz bir sahtekarlık da; var olan Biyoloji bölümlerini hemen hemen aynı içerikle Moleküler Biyoloji Adı altında açmak.

    YanıtlaSil
  2. Buradan gençlerin fizikçi olmak istemedikleri sonucunu çıkarmak ancak bu sonuca ulaşmak ya da böyle bir durum varmış gibi göstermek isteyenlere fayda sağlayacaktır.

    Ben bu tabloya bakınca gençlerin tabela üniversitelerinin tamamen yalan dolan olduğunu farkında olduklarını, her ilde üniversite, her mahallede bir kampüs yalanlarına kanmadıklarını, gerçek, kaliteli eğitim almak istediklerini görüyorum. Bence birçoğunun ismini burada ilk kez duyduğum üniversitelerin boş kalmasının sebebi gençlerin fiziği seçmemeleri değil, bu üniversiteleri seçmemeleri. Devlet dairesi tipli dört köşe binalarda, taşıma hocalarla, teknik imkanlar olmadan sonunda içi boş bir kağıt parçası almak için 4-5 yıl vakit kaybetmeyi seçmemişler. Bence bu sevinilecek bir durum.
    Ben çıkardığınız bu tabloyu görünce tercih yaparken bu gerçekleri farkında olan gençler adına memnun oldum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Belgeye bakmadan yorum yazdigin için boyle dusunuyorsun bence. Öğrenciler kesinlikle üniversiteleri begenmediklerinden fizik bölümlerini yazmiyor değiller. Bu üniversitelerin tıp fakülteleri, hukuk fakülteleri var ve kontenjanları tamamen dolu. Arkeoloji bölümleri bile dolu da fizik niye boş? Tabela üniversiteleri oldukları için mi? Kesinlikle aynı fikirde değilim.

      Bence bu tablodan senin çıkardığın yorumu çıkarmak çok zorlama olur.

      Sil
    2. Muhtemelen bunun nedeni vasat bir üniversitede arkeoloji okumanın fizik okumaktan daha kolay ve eğlenceli, tıp okumanın ise gelecek açısından daha avantajlı olması.

      Sil
    3. Gençler fizik bölümlerini aileleri istemediği için veya daha açık ifade ile ileride bu işten para kazanamayacaklarını düşündükleri için yazmıyor. Bir çok üniversitemizde fizik eğitiminin gelişmiş ülkelerde verilen eğitimden çok geride olduğu aşikar. Ancak bu, öğrencilerin bölümü tercih etmemelerine sebep olamaz, olmamalı.

      Sil
    4. Eskiden bu adı geçen fen bilimleri, üniversitelerde oldukça yüksek puanlarda idi ve fizikçi olmak başlı başına bir ayrıcalık idi. Ben de öyle zamanlarda fizik okumak istemiştim, peşinden gittim okudum ve on yıldır fizik öğretmenliği yapıyorum. Fizik bölümünün durumunun böyle olmasının sebepleri bana göre şöyle:

      Bölüm bir kere ağır. Öğrencilerin en çok zorlandığı iki dersten biri. Fizik ve geometri de çok zorlanıyorlar. Buradan bir kere korkarak bakıyorlar.Benim zamanımda da gitme uzatmadan bitiremezsin, 7 yıl olur o bak deniliyordu. Ben dinlemedim, istediğim için gittim. Uzamadan da bitti ama ben de iyice yorulmuştum. Gençlerimiz bu kadar emekli bir yolu tercih etmek istemiyor. İstemiyor çünkü diğer taraftan da okul bitince kendisi de ne yapacağını bilmiyor. Akademisyen olarak okulda kalmak bölümün asıl işlevi ama onda da kapıda yıllardır bekleyen araştırma görevlilerini görünce yine kenara çekiliyor. Yukarıdaki bir çok arkadaşımın da yorumunda belirttiği alanlarda çalışmaya gelince iş veren teknik eleman almayı bile daha çok tercih ediyor. İşte bölümün iyice kan kaybetmesinin sebeplerinden biri de bana göre, işverenlerin çalıştırabileceği alanları mühendislerden seçmek istemesinden kaynaklanıyor. O kadar çok mühendis bölümleri var ki iş veren onlardan seçiyor. Tek İstanbul'da bile o kadar çok özel okul var ki, artık mühendisler yüzlerce. Gençlerimiz de ki içinde çokça fizik okumak isteyip de geri adım atan olduğunu ben biliyorum, ülke şartlarında kendisine en garanti para kazandıracak bölümü seçmek istiyor. Bunun da başında sayısal bölümler arasında önce sağlık, sonra mühendislik geliyor. Hatta abartmıyorum, öğrencilerimizden mühendis olmayı seçerken bile içinde en az fizik hangisinde var hocam diyorlar. Hal böyle iken temel bilimler bu sıralamada en sonda oluyor. son on yıla baktığımızda üniversitelerin sayısı o kadar çoğaldı ki, gelecek kaygısı taşıyan gençlerimizden istemeye istemeye o para getireceğini düşündüğü bölümleri yazıyorlar.

      Bana göre, bu bölümlerde okuyan öğrencilerin daha çok araştırma yapmaya teşvik edilmesi lazım. Yüksek lisans yapabilecekleri alanlar kolaylaştırılıp, okullarda korkutucu matematiksel hesaplar üzerine kurulu fizikten ziyade deneysel çalışmalara yönlendirilmesi lazım. Fizik bölümü derya deniz zaten, seçmeli çokça ders konulup, -akademisyen yapamayacaksan o öğrenciyi- dışarıda da iş alanında tutunabileceği donanımlarını sağlamamız lazım..

      Ülkemizin temel bilimler geleceğine sahip çıkmalıyız.. Yazacak çok şey var ama artık burada sonlandırmak istiyorum ve hem kendim hem de fiziğe gönül verenler için umudumu kaybetmek istemiyorum..

      Sil
    5. Unknown bay/bayan çok haklı. Yorumunuz çok güzel. Düşünüyorum da biz bunları bir şekilde ülke yöneticilerine anlatmalıyız. Çünkü maalesef yapılacak olan işlerde-yatırımlarda onların kararı geçerli olduğu için - onların,bizim veya halkın değil dikkat edin - önce onların bu konuda bilinçlenmesi lazım. Yani aslında sorumsuzluk sadece ailelerde veya bölümü para kazanamayacağı için yazmayan gençlerde değil. Ben çok iyi biliyorum ki ülkemizde fizik eğitimi gelişmiş ülkelerdekinin çok gerisinde. Hiç araştırdınız mı fizik alanında - yani bilimin fizik alanını inceleyen tüm alanlarında kaç tane uluslararası makalemiz var - nitelikli veya değil. Ülkemizdeki - bana göre ,ki yakında size göre de olacak - bilim insanlarının mesleklerinde yeterliliklerini sorguladınız mı? Yani ülkemizde insanımıza bu bahsettiklerimizi anlatacak insanlar yeteri kadar bilgili ve tecrübeli mi sizce? Çünkü böyle olduğunu düşünüyorsanız yolunuzun sonu uçurum demektir. Tüm bunlar aslında binlerce sayfalık rapor halinde Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne sunulmalı, mecliste görev (!) yapan milletvekillerine anlatılmalı. Burada o 550 insanın niteliğine değinmeyeceğim. Onu siz düşünün. En büyük teleskobunun çapı 1,5 metre olan ülkede bilim mi yapılır Allah aşkına. Biz sonsuza kadar konuşsak nafile. 550 insan !! Bizi kim yönetiyor.. Konumuz bu değil elbete. Ancak ne düşünrsek düşünelim, ne yazarsak yazalım tüm bunlaırn gerçekleşmesi maalesef ki maalesef o insanların bunları anlamasına - anlarlarsa tabi, yasa çıkarmasına yani uygulamasına bağlı. Bu insanlar Karaelmas Üniversitesi'nin 150 yıllık adını sözde değiştirdi - adına yasa diyorlar sanırım ve buna milyonlarca insan riayet ederek kul hakkı, yetim hakkı yedi. Ve biz burada nelerden bahsediyoruz gerçekleşmesi umuduyla. Yİne umut var ya. O da bir şey değil mi.

      Sil
    6. Yorumum 'unknown' adı ile geçmiş,düzeltmeyi yapamadım..

      Ülkemizdeki eğitimli ya da eğitimsiz kişilerin fiziğe bakışı hatta bilir kişilerin (!)önüme koydukları fizik müfredatı ne olursa olsun; ben derslerimde çat çat o formulleri yazıp öğrencilerimin sözde fizik öğrenmelerine izin vermeyeceğim. Belki teknolojik olmuyor ama dilimle bakış açılarına yön vermeye devam edeceğim.. Onların beni anladıklarını hissediyorum.. Umarım o umutlu günleri de görebilirim..

      Sil
  3. Türker Sezer bey ile genel olarak hem fikirim. Çok fazla üniversite var, ve kalite düşük. Bu kadar basit. Gerçekten Fizik okumak isteyen zaten ona göre hazırlanıp iyi bir okula giriyor. Devlet üniversiteleri herkesin malumu. Çok şişirilmiş durumda. Bazı üniversiteler ya da bölümler küçük şehirlerde ekonominin yapay olarak canlanması, yapay eğitim seviyesi artışı ve düşük işsizlik gösterimi gibi amaçlara hizmet ediyor. Gençlerin bir kısmı da üniversite dönemini kafa dinleme, eğlenme ve özgürlüklerini yaşama zamanı olarak görüyor. Alan memnun satan memnun gibi ama uzun vadede sonuç zarar üstüne zarar.

    YanıtlaSil
  4. bence aynı tabloya bakıp farklı şeyler görmek doğal ama deve kuşu olmaya gerek yok fizikçiler(fizik öğretmenleri ve mühendisleri)işsiz..........

    YanıtlaSil
  5. ben kendim bir öğrenci olarak konuşucam. her öğrenci sınava hazırlanırken aklında mühendislik,tıp,hukuk,tv-radyo gibi bölümleri hedef seçerek hazırlanıyor ve tercihlerini onlara göre yapıyolar.bunun nedeni ülkemizdeki iş imkanları. üzgünüm ki fizik gibi bölümler için iş imkanları çok kısıtlı ülkemizde yatırım yok bu yüzden öğrenciler kısa yoldan nası hangi bölümü okuyup mezun olduktan sonra daha rahat yaşam sürebiliceğine bakıyor.ülkemizde ideallerini gerçekleştirebilenlerin sayısı gerçekleştiremiyenlerin sayısına göre çok daha az.sizden buna değinmezi beklerdim ama bahsetmemişsiniz bile.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Öğrencilerin, insanların mezun olduktan sonra nasıl rahat edeceğini düşünmesi ne kadar doğru bunu düşünmek lazım. O halde tüm bu insanların ülkemiz, dünya umurunda değil. Dünyayı keşfetmek, evreni, yaratılanı keşfetmek kimsenin umurunda değil. Bu doğru mu? Elbette değil. Birilerinin insanlığı ileriye götürmek, çağ atlatmak için bir şeyler yapması lazım. Nasıl yapacak peki? Temel bilimlerde bilgi sahibi olarak. Bu da günümüzde fizik bölümlerinde öğretiliyor. Ancak maalesef ülkemizin çok akıllı hükümeti bunlardan habersiz olduğu için - bu insanların ortalama yaşı 45 ile 55 arasında dikkat edin ! - ülkemiz temel bilmlerde asla gelişemiyor. Bir çok insanımız bunun tam tersini düşünüyor. Çünkü hükümetin yazdıkları,çizdikleri, verdiği rakamlar ülkemizin çok büyük bir gelişim gözterdiğini söylüyor. Ancak büyük resimdeki detaylara baktığınızda resmin gerçek boyayla değil sonradan silinen boya ile çizildiği belli oluyor. Burada yazılanların amacı o boyayı en kalitesinden kullanmak. Gelişimin içini doldurmak. Ülkemizde fizik mezunları iş bulamıyorsa en büyük sorumlu hükümettir. Neden diye merak ediyorsanız düşünün, bulursunuz..

      Sil
  6. Ne yazayım, ne yazsam boşuna. Şurada yazdığım yazıyı hükümet okusa ve uygulasa ne güzel. Hepimiz kazanacağız. Ancak boşuna.

    Belki biz suçluyuz. Anlatamıyoruz. Ancak her yolu deniyorum, deniyoruz. Sorun nerede peki? Buraya sığmayacak kadar fazla kelime yazabilirim. Çünkü çok fazla şey var.

    Türkiye'de ülke yöneticielrinin bilim anlayışı olmadığı için fizik bölümlerine değer verilmiyor, öğrenciler fizik okumak istemiyor. Bilim anlayışı ne demek? Onu size bırakıyorum.

    Burada meli, malı'lar kullanmayacağım. Onları çok yaptık. Nafile. Temel bilimlerin temelidir fizik. Bilim fizik ile başlamıştır. İlk bilim insanları fizikçilerdir.

    Bunları kim mi yazıyor? Geleceğim.

    Ülkemizde bilim, fizik neden mi gelişmiyor, değer görmüyor. İnsanlarımızın halen - eski adıyla yök'e itaat etmesi yüzünden. Ben yök'ü 2011'de lağvettim, kaldırdım. Çünkü bu ülkenin kat etmesi gereken çok yol var ve bu yolda bana engel olan da çok şey var ! Yüksek öğretim ile ilgili yeni yapılanmalar ile uğraşıyorum bir kaç yıldır.

    Türkiye'de bilimler akademisi siyasete alet edildi. Rezalet. Vaktim yok.

    Türkiye'de hak etmeyene doç., prof. unvanı veriliyor. Bilmiyor musunuz? Ben de prof. unvanı aldım ( 27 yaşındayım ). Bu ülkede oluyor işte. 90'ların rap şarkılarını bile dinleseniz ülkemizde profesörlerin ne kadar bilgisiz olduklarını görebilirsiniz. Bir de insanları kandırıyorlar. İnsanlar bilmez, bilemez, göremez.

    Evet ya. İnsanlar mezun olduğunuza dair kağıt parçasına bakıyorlar. Değil mi? Para kazanacağınız yer de öyle sanırım ! Adına diploma diyorlar galiba. Üniversitelere yıllarca emek harcayıp - yeterli puanı alarak girenler ile hiç emek harcamadan yalnız parası ile girenler bir tutuluyor, aynı sıralarda okuyor ! Dünya beni ilgilendirmez. Mesleğinde yeterli derecede bilgi ve tecrübe sahibi insanı böyle mi yetiştiriyorsunuz?

    Geçenlerde adına sözde 'yök yasası' dedikleri cümle safsatalarını yazmışlar. Üniversitelerde iş adamlarının da söz hakkı olacakmış ! Üniversitelerde ! Peki meli, malı kullanayım. Üniversiteleri tamamen, burayı anlayana kadar gerekirse 100 kere okuyun lütfen - tamamen öğrenciler yönetmeli. Üniversitelerde rektör,rektörlük rezaleti tamamen ortadan kaldırılmalı. Olmaz mı! Anlarsanız, düzenlerseniz, çalışırsanız olur. Hızlı mı gitmek istiyorsunuz. O zaman önünüzdeki engelleri kaldırın.

    Gelelim tekrar konumuza. Fizikten bahsediyorduk değil mi. İşte ülkemizde bu sebepelrden ötürü fizik bölümleri gelişmiyor. Devlet halkı çok kolay kandırabilir. Bu ülkeyi gerçekten geliştirmek, kalkındırmak istiyorlar ise eğer bunları okurlar ve uygularlar. Uygulamazlarsa - şu an yaptıkları gibi - ilerleyen yıllarda bunun korkunç sonuçlarını çocuklarımız, torunlarımız yaşayarak görecekler..

    YanıtlaSil
  7. Ben fizik okumayı çok istemiştim. Bunu aileme ve çevremdekilere tercih döneminde günlerce zor anlattım. Çünkü insanların aklında şöyle düşünceler bile vardı: "Fizik bölümüne gidenler aşırı zorlanıyor, tanıdıklarımızdan şu şu delirmişti.". En sonunda Koç Üniversitesi'nin imkanlarını ve bilime verdiği önemi görünce ve biraz araştırınca fizik bölümü olarak sadece Koç Üniversitesi'ni yazmaya karar verdim ve insanlara bunu söylediğimde Koç Üniversitesi deyince çok az yumuşuyorlardı. Ayrıca bir diğer istediğim bölüm de Mekatronik Mühendisliği'ydi. Çevremdekilerin aşırı itirazlarına, iş bulamazsın, Türkiye'de bilime önem verilmiyor zaten demelerine rağmen istediğim yer olarak Fizik daha ağır basıyordu, çünkü bilimsel olarak ve Türkiye'yi ileriye taşımada bir fayda sağlamak adına hayallerim vardı. İlk tercihime Koç Üniversitesi Fizik'i ve sonraki tercihime de Yıldız Teknik Üniversitesi Mekatronik Mühendisliği bölümünü yazdım. Koç Üniversitesi Fizik bölümünün geçen sene taban sıralaması 22.000'di. ve benim MF-2 sıralamam bu sene 14.000'di. Büyük ihtimalle girerim diye düşünüyordum, heves etmiştim. Ama bu sene kontenjan 8'den 6'ya düşürülmüştü ve girememe olasılığım da yüksekti tabi. Sonuç olarak giremedim, şuan YTÜ Mekatronik Mühendisliği'ni kazandım. Hayırlısı olmuştur inşallah diyelim, burası da istediğim bir yerdi. Bütün herkese kazandığı yerlerde başarılar diliyorum, inşallah ülkemize hayırlı birer evlat olurlar.

    YanıtlaSil
  8. 38 fizik bölümü bu ülkeye çok fazla. Öğrenci alamayanlar kapatılmalı bence. Eğitim Fakülteleri nin OFMAE Bölümlerine öğrenci alımını durdurmayı başardılar. Fakat görünüşe göre pek bir işlerine yaramadı. Günü kurtardılar sadece. Bunun böyle olacağını birçok kimse söylüyordu zaten. Seneye durumları daha vahim olacak gibi. Bakalım bu sefer hangi bölüme öğrenci alımını durdurmaya kalkacaklar. Bence sadece öğrencilerin tercih ettiği fizik bölümleri kalsın. Gerisi kapatılsın.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Peki fizikçilerin olmadığı üniversitelerde mühendislere ve diğer fen bilimcilerine fiziği kim anlatacak?

      Sil
    2. Pastacıların eline pasta tarifi yerine kolay fizik tarifi diye bir kitapçık veririz. Onlar anlatır. Herkes pastacı olunca yeterli para kazanamayan pastacılar ek iş yapmak zorunda kalacak sonuçta.

      Sil
  9. Linkler için teşekkür ederim. Birkaç not düşeyim:

    Fizik bölümü olan vakıf üniversiteleri arasında Yeditepe de var. Bilkent ve Koç deneysel fizik yolunda çok nitelikli bir çizgi tutturmuş görünüyor. Yeditepe ise öğrenci çekebilmek için sanayiye yönelik, metroloji ağırlıklı bir müfredat oluşturmuş. Küçük bir kontenjanla, tam burs vererek işi kotarıyor.

    Işık'da (IT bölümünde) çalışmışlığım vardır. Fizik bölümü vardır evet, ama eskiden beri ne batar ne çıkar bir haldedir. Bölümde şu anda iki hoca var, birisi rektör, belki bir giriş dersine filan girer ancak. İleri dersler ve seçmeliler bir tam zamanlı ve birkaç yarı zamanlı hoca tarafından verilir. Fiilen bir tek hoca (ki çok iyi fizikçidir ama aşırı çalışmak zorunda bırakılmıştır) bütün idare ve eğitimi sırtlanıyor. İdealist kurucu dekan kurmuş bölümü, onun hatırına bölümü öldürmüyorlar, ama ondurmuyorlar da.

    Vakıflarda genel olarak temel bilimlerin ancak tam burslu olduklarında dolduklarını görüyoruz. %75 bursla bile bu bölümler boş kalıyorlar. Ama meselâ psikoloji (ki çoğu özelde var) tamamen doluyor. Buna karşılık sosyoloji, edebiyat dolmayabiliyor. Modalar çok etkili.

    Mühendislikleri fazla incelemedim, ama onların da kontenjanlarını doldurmakta zorluk çektiği, öğrencilerin matematik ve analiz isteyen bölümlerden kaçtıklarına dair bazı belirtiler var.

    YanıtlaSil
  10. Fizik bölümü hayatın varlığını , yeni teknolojilerin geliştirilmesini hedefleyen bir bölüm. Bu bölümün seçilmemesinin bir nedeni de zor derslerin yer alması ve mezun olduktan sonra atanmanın çok çok az olması.

    YanıtlaSil
  11. ''Arz talebi doğurur.'' teorisi bir kez daha çürüyor :)

    Evet beyler arkanıza yaslanın durumun asıl nedenini açıklıyorum; Türkiye denilen bu güzel ülkede Üniversite olayı çok yanlış anlaşılmış, üniversiteler istihdam sağlamak amacıyla gidilen bir kurum olarak görülüyor ve bunun sonucu karşımıza bu gibi istatistikler çıkıyor.

    Lise boyunca 4 yıl yatıp son yıl dershane saçmalığı sayesinde gaza basıp mühendisliğe kapağı atıp burada da 4 yıl boyunca yatıp çeşitli yöntemlerle (kopya, benzer sorular, kolay sorular) mezun olan vasıfsız mühendisler türüyor.

    Fizik okuyan bireyin amacı her ay salla başını al başını olamaz olmamalı...

    Şöyle bir durum var benim de yaşadığım

    Baraj Puanı Sorunu
    Ben sınavda fizik bölümü tercih edilebilen puan türünde 175 almıştım. Şayet barajı geçebilseydim okuldan 40 puan gelecekti ve benim puanım 180+40 220 olacaktı ve herhangi bir fizik,kimya,biyoloji, bölümüne girecektim. Sadece 5 puan az aldım diye o kadar boş kontenjan varken, herhangi bir bölümü yerleşemedim.

    YanıtlaSil
  12. ,Fizik bölümü zorluk bakımından birçok bölümden daha zordur. Matematikten daha zordur. çünkü fizikçi olabilmeniz için zaten matematiği halletmeniz gerekmekte. bir matematikçi gibi diferansiyel denklemler, komplex ve numaerik analiz gibi dersler görür, bilgisayar muhendisiymişcesine bilgisayar programlama dersleri görürsünüz. tabii bazı unv.de lerde kimya lab. bile görürsünüz kimyacı gibi. ben kimya lab.da gördüm şahsen. bu kadar şeyi görüp mezun olup sonunda değer verilmeyen bir tane Fizikçi aranıyor ilanı olmadıgını fark edince ister istemez bunu çevrenize ve öğrencilerinize anlatıyorsunuz. benim gibi dershanede öğrencilerime eğer hayatlarını karartmak istiyorsanız Fizik okuyun öğütleriyle yetişen hgençlerin tercih etmemesi çok normal.. gelecekte Fizikçi sayısının azlığı değerlerinin artmasına yol açacaktır ama buna bir en az 25-30 sene var. saygılar...

    YanıtlaSil
  13. ,Fizik bölümü zorluk bakımından birçok bölümden daha zordur. Matematikten daha zordur. çünkü fizikçi olabilmeniz için zaten matematiği halletmeniz gerekmekte. bir matematikçi gibi diferansiyel denklemler, komplex ve numaerik analiz gibi dersler görür, bilgisayar muhendisiymişcesine bilgisayar programlama dersleri görürsünüz. tabii bazı unv.de lerde kimya lab. bile görürsünüz kimyacı gibi. ben kimya lab.da gördüm şahsen. bu kadar şeyi görüp mezun olup sonunda değer verilmeyen bir tane Fizikçi aranıyor ilanı olmadıgını fark edince ister istemez bunu çevrenize ve öğrencilerinize anlatıyorsunuz. benim gibi dershanede öğrencilerime eğer hayatlarını karartmak istiyorsanız Fizik okuyun öğütleriyle yetişen hgençlerin tercih etmemesi çok normal.. gelecekte Fizikçi sayısının azlığı değerlerinin artmasına yol açacaktır ama buna bir en az 25-30 sene var. saygılar...

    YanıtlaSil

Ayı Dağı - Andrew Krivak

Duvar'da dünyada tek sağ kalan kadının hikayesini okuduktan sonra Ayı Dağı'nda (dünyaya her ne olduysa artık) hayatta kalan iki kişi...